🏈 Dün Ne Yaptın Ingilizce 10 Cümle

Bir görüş ifade eden İngilizce zarflar. Bir zarf aynı zamanda bir görüş ya da fikir ifade edebilir. Örneğin: His Portugal stories are absolutely fascinating. Onun Portekiz hikayeleri tam anlamıyla büyüleyicidir. Bu örnekte, “absolutely” zarfı “bu hikayelerin büyüleyici olduğunu düşündüğümden eminim” görüşünü Kolay ve Hızlı İngilizce'nin adresi olan Turbo İngilizce, ekibimizin yoğun gayretleriyle geliştirilen 2.5 yıllık bir çalışmanın ürünüdür.12 adet kitap ve 6 adet mp3 CD'den oluşan Turbo İngilizce, C T T (Renkli Tercüme Tekniği) destekli IP (Anında Pratik) Metodu’na dayalı hızlı ve pratik bir İngilizce öğrenme programıdır. I(S) + was studying (V) + English (O) *Yukarıdaki örnek cümlede İngilizce bir Past Continuous Tense cümlesi görülmektedir. Ders çalışmak anlamına gelen “study” fiilinin “çalışıyordum” anlamında geçmişte bir süre devam ettiğini görmekteyiz. . Past Continuous Tense ile cümlelerin nasıl kurulduğuna, hangi 8.coffee bir fincan kahve deriz.yani a cup of coffee. 9.cheese tekil yani sayılmaz çoğul eki almamış fiili de is yani tekil yapmamız gerekiyor. 10.Olumlu bir cümle there is: vardır. some almalıdır.t. There is not : ( tekil) yoktur. There are not: yoktur. (çoğul) olan olumsuz cümlelerde any kullanırız. 11 sınıf İngilizce ders kitabı Silverlining 9. ünite ders sunumu: Bu sitenin tüm içeriği telif hakkı ile korunmaktadır. Bil-Kod : 996 B.14.0.THS./743 864276 ANASAYFADİNLEME GRAMER KELİME TESTLERİ DİNLEME TESTİ ŞARKILARLA İNGİLİZCE FİLMLERLE İNGİLİZCE PHRASAL ''Dün gece ne yaptın?'' kadar basit bir soru Comparative (karşılaştırma) cümlelerine 10 adet örnek cümle; 1) She is more succesful than other girl. 2) Erzurum is colder than Antalya. 3) Atatürk is stronger than other leaders. 4) Playing cheese is more boring than playing cards. 5) Konya is larger than Osmaniye. 6) İstanbul is more crowded than Yalova. 7) Summer season is more HakkıFurkan Kılıçlı, İngilizce dün ne yaptın? İngilizcede En Çok Kullanılan 2600 Cümle 24 1. You are really killing me. (yu ar rıli kling mi ) Beni gerçekten öldürüyorsun. 2. You can get what you want. (yu ken ged vat yu vant ) Ne istersen alabilirsin. 3. You did right. ( yu did rayt ) Doğru yaptın. 4. You have got a point there. (yu v gat e point der ) İyi bir noktaya woh0J. Bu yazımızda ingilizce düzensiz fiillerin cümle içinde kullanımlarını gösteren Irregular verbs ile ilgili örnek cümleler verilen örnek cümlelerde kullanılan düzensiz fiillerin altı çizilmiştir. Bununla birlikte her örnekte ilk cümlede ilgili düzensiz fiilin 1. Hali, 2. cümlede geçmiş hali 3. cümlede ise geçmiş zaman ortacı yani 3. halleri kullanılmıştır. Not İngilizcede bazı düzensiz fiillerin 2. ve 3. Hallerinin aynı olduğunu unutmayınız. My Brother wants to become a doctor when he grows Kardeşim büyünce doktor olmak istiyor. Uncle Nazmi won the lottery and became rich amca piayangoyu kazanıp bir gecede zengin oldu. Obesity has become a big problem in the United Obezite Amerikada büyük bir problem oldu. The alphabet begins with the letter “a”. -Alfabe ’A’’ harfi ile başlar. It began to rain at ten o`clock yesterday .-Dün saat 10 da yağmur yağmaya başladı. Miners had already begun to work when coal mine collapsed-Kömür madeni çöktüğünde işçiler çoktan çalışmaya başlamıştı. Please handle this vase with care or else you’ll break vazoyu dikkatli taşı, yoksa kıracaksın. Meriç fell off the tree and broke his ağaçtan düştü ve kolunu kırdı We can’t use our microwave because it is dalga fırını kullanamayız çünkü arızalı. Can you bring me the newspaper from the kitchen? -Gazeteyi mutfaktan getirebilirmisin? My aunt brought a lot of toys from Germany -Halam Almanyadan birsuru oyuncak getirdi. Children ate all the cake we had brought for the party. –Çocuklar parti için getirdiğimiz bütün pastayı yediler. Burak usually comes to school by okula genelde otobüsle gelir My sister is feeling sad because nobody came to her party last kardeşim kendini kötü hissediyor, çünkü dün gece verdiği partiye kimse gelmed. How many people have come to the exhibition yet? -Sergiye şu ana kadar kaç kişi geldi? My father often cuts himself while Babam traş olurken yüzünü sık sık keser. My mother cut her finger with a knife when she was cooking. -Annem yemek pişirirken parmağını bıçakla kesti. The hairdresser has cut Fatma’s hair very Fatmanın saçını çok kısa kesti. We should do something to help children in ki çocuklara yardım etmek için birşey yapmalıyız. The doctors did everything they could to save the Doktorlar hastayı kurtarabilmek için herşeyi yaptı. What have you done with your hair? -Saçına ne yaptın? You mustn’t drink Alcohol and drive. -Alkol alıp araç kullanmamalısın. My baby sister drank too much milk olan kız kardeşim dün çok süt içti. I have drunk too much cola today. -Bugün çok fazla kola içtim. Serap is a vegetarian so she doesn’t eat meat. -Serap vejetaryan bu yüzden et yimiyor. I was so hungry that I ate everything I found in the fridge. -Öylesine açtımki buzdolabında bulduğum herşeyi yedim. We’ve eaten so much that we won’t have dinner. -O kadar çok yedikki akşam yemeği yemeyeceğiz. My baby brother is too young to feed himself. -Küçük erkek kardesim kendi kendine yemek yiyemeyecek kadar küçük. The farmer fed the horses before going out to the field. -Çiftçi tarlaya gitmeden önce atları besledi yem verdi. I haven’t fed the cat henüz yemek vermedim. I can’t find my wallet. -Cüzdanımı bulamıyorum. A dead whale was found on the shore. -Sahilde ölü bir balina bulundu. Have you found your glasses? -Gözlüğünü buldunmu? My father usually goes to work by train. -Babam ise genellikle trenle gidiyor? We went to the movies last night. – Dün gece film izlemeye gittik My sister is not at home. She has gone to the doctor’s. -Kız kadesim evde değil. Doktora gitti. Our next-door neighbours have three small children. – Yan komşumuzun 3 küçük çocuğu var. My uncle had a lot of money years ago, but now he is very poor. -Amcamın yıllar önce çok parası vardı, ama şimdi çok fakir. Ceren has had a well-paid job since 2004 beri iyi maaş veren bi rise sahip. I know very well what you mean. -Ne demek istediğini iyi biliyorum. Mustafa knew that he would not get any help from anybody during the exam. -Mustafa sınav esnasında hiç kimseden yardım alamayacağını biliyordu. We have known our neighbours for eight years. – Biz komşularımızı 8 yıldan beri tanıyoruz. Türkçe kelime anlamı Kaza olan Accident kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Accident ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz. Accident kelimesiyle ilgili örnek Cümleler Two men had their arms severed in Taiwan after a tug-of-war adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını cars were in an araba kaza people crowded round the injured man, but they made way for the doctor when he reached the scene of the yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol firefighter helped the car-accident araba-kazası kurbanına yardımcı oldu. They rushed to the scene of the traffic trafik kazasının olduğu yere man died in a car bir araba kazasında uncle met with a traffic accident dün bir trafik kazası ile traffic accident took place on the main karayolu üzerinde trafik kazası accident happened all of a kaza three people gave three different accounts of the kişi kazayla ilgili üç farklı açıklama met her by accident on Third caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım. » İngilizce tatil, Simple Past Tense Geçmiş Zaman olumlu, olumsuz, yes-no ve wh- soru cümleleri konu anlatımı İngilizce tatil hakkında karşılaşabileceğiniz kelimeler aşağıda verilmiştir. Tablonun altında Simple Past Tense Geçmiş Zaman anlatılmaktadır. İngilizce Türkçe Sightseeing tour Şehir turu Hotel Otel Holiday / Vacation Tatil Statue of Liberty Özgürlük Heykeli Travel Seyahat etmek Winter sports center Kış sporları merkezi Seaside Deniz kenarı Beach Plaj Winter holiday Kış tatili Summer holiday Yaz tatili Visit Ziyaret etmek Swim Yüzmek Go sailing Yelkenliyle açılmak Accommodation Kalacak yer, konaklama SIMPLE PAST TENSE Simple Past Tense, geçmiş zamandır. Geçmişte olmuş ve bitmiş olayları ya da durumları ifade ederken kullanırız. Was/Were to be “Be” Simple Present TenseGeniş Zaman’de “am/is/are”dır. Ancak Simple Past TenseGeçmiş Zaman’de “was/were”dür. Tıpkı “am/is/are”lı Geniş Zaman cümleleri gibi, “was/were” olan Geçmiş zaman cümlelerinde de verbeylem yoktur. Çünkü bunlar durum cümleleridir. Örneğin; I am 12 years old. 12 yaşındayım. = Simple Present TenseGeniş Zaman’de kurulmuş olan cümlede eylem yoktur, bir durumu ifade eder. I was 11 years old last year. Geçen sene 11 yaşındaydım. = Simple Past TenseGeçmiş Zaman’de kurulmuş olan bu cümlede de eylem yoktur, çünkü geçmişteki bir durumu ifade eder. Time Expressions; I was in Antalya last summer. Geçen yaz Antalya’daydım. They weren’t in İzmir three days ago. Onlar üç gün önce İzmir’de değildi. James was sad last week. James geçen hafta üzgündü. He was at home two hours ago. İki saat önce evdeydi. When I was five years old, we were in Sydney. / We were in Sydney when I was five years old. Ben beş yaşındayken biz Sydney’deydik. Stella was in London last month. Stella geçen ay Londra’daydı. She wasn’t in Dubai last summer, she was in Miami. O geçen yaz Dubai’de değildi, Miami’deydi. Yes/No Questions Yes/No questions, yani cevabı “Evet” ya da “Hayır” olan sorular yapmak için yardımcı fiil başa getirilmelidir. Was / Were ile özne yer değiştirmelidir; Were you in Çeşme last weekend? Geçen hafta sonu Çeşmede miydin? + Yes, I was. / – No, I wasn’t. Were Alan and Abby in Italy last summer? Alan ve Abby geçen yaz Italya’da mıydı? + Yes, they were. / – No, they weren’t. Was he happy yesterday? O dün mutlu muydu? + Yes, he was. / – No, he wasn’t. Was Valerie at school? Valerie okulda mıydı? + Yes, she was. / – No, she wasn’t. Were you and your family here last summer? Geçen yaz sen ve ailen burada mıydınız? + Yes, we were. / – No, we weren’t. Yesterday was Friday. / It was Friday yesterday. Dün Cumaydı. Eylem cümleleri, V2 V2 Eylemin ikinci halidir. Geçmiş zamanda olumlu eylem cümlesi yapmak istediğimizde eylemin ikinci halini kullanırız. Olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılmaz. V2 = Ved got almak give gave vermek go went gitmek grow grew büyümek, yetiştirmek bitki vs. hang hung asmak, sarkmak have had sahip olmak hear heard işitmek hide hid saklamak hit hit vurmak, çarpmak hold held tutmak, toplantı vs. yapmak hurt hurt ağrımak, incitmek, yaralamak keep kept muhafaza etmek know knew bilmek, tanımak learn learned / learnt öğrenmek leave left ayrılmak birinden ya da bir yerden lend lent ödünç vermek let let izin vermek lose lost kaybetmek make made yapmak mean meant anlamına gelmek meet met tanışmak, buluşmak pay paid ödemek prove proved kanıtlamak put put koymak read read* yazılışları aynı olsa da V2 read “red” şeklinde okunur. okumak ride rode bisiklet sürmek ring rang zil, telefon ya da çan çalması run ran koşmak say said söylemek see saw görmek sell sold satmak send sent göndermek set set ayarlamak, kurmak shoot shot ateş etmek, vurmak sing sang şarkı söylemek sink sank batmak suya batmak sit sat oturmak sleep slept uyumak smell smelled/smelt Koklamak, kokmak speak spoke konuşmak spell spelled / spelt hecelemek spend spent harcamak, zaman geçirmek stand stood ayakta durmak steal stole çalmak swim swam yüzmek take took almak teach taught öğretmek tear tore yırtmak tell told anlatmak think thought düşünmek throw threw fırlatmak understand understood anlamak wake woke uyanmak wear wore giymek weep wept ağlamak win won kazanmak write wrote yazmak Cümle Kurma; Simple Past Tense’de tüm özneler için aynı kurallar geçerlidir. Eğer cümle olumluysa özneden sonra eylemin ikinci hali V2 getirilir. Eğer cümle olumsuzsa özneden sonra didn’t + V1 getirilir. + We went to Alaska last winter. Geçen kış Alaska’ya gittik. / – We didn’t go to Alaska last winter. Geçen kış Alaska’ya gitmedik. We went sailing yesterday. Dün yelkenliyle açıldık. Jeremy visited Louvre Museum, when he was 23 years old. Jeremy 23 yaşındayken Louvre Müzesini ziyaret etti. But he didn’t visit Franz Kafka Museum. Ama Franz Kafka Müzesini ziyaret etmedi. I swam last summer. Geçen yaz yüzdüm. / I didn’t swim last summer. Geçen yaz yüzmedim. They went to a winter sports center last January. Geçen Ocak ayında kış sporları merkezine gittiler. She saw the Statue of Liberty, she went to America two years ago. O Özgürlük Anıtını gördü, iki sene önce Amerika’ya gitti. My family and I spent our summer holiday in Dubai. Ailem ve ben yaz tatilimizi Dubai’de geçirdik. Yes/No Questions Yes/No Questions oluştururken de, yardımcı fiil en başa getirilmeli, sonra da özne sonra da V1. Tüm öznelerde “did” ve “V1” değişmeden aynı şekilde kullanılır. Did Joel go to Canada last year? Joel geçen sene Kanada’ya gitti mi? + Yes, he did. / – No, he didn’t. Did you visit your grandparents on vacation? Tatilde büyük anne ve büyük babanı ziyaret ettin mi? + Yes, I did. / – No, I didn’t. Did they go to the beach yesterday? Onlar dün plaja gittiler mi? + Yes, they did. / – No, they didn’t. Did you see the Eiffel Tower? Eyfel Kulesini gördün mü? + Yes, I did. / – No, I didn’t. Did Jackie play computer games on vacation? Jackie tatilde bilgisayar oyunları oynadı mı? + Yes, he did. / – No, he didn’t. Wh- Questions Wh- Questions, soru kelimesiyle başlayan sorulardır, örneğin what, where, how, when, why vb. Bu soruların cevapları, yukarıdakiler gibi Yes ya da No değildir. Wh- questions ın cevapları düzenli bir cümle olmalıdır. Yes/No Question oluştururken en başa “Did” ya da “Was/Were” getirmiştik. Wh- Question oluştururken ise “did” ya da “was/were”den önce bir soru kelimesi gelir. İlk önce bir Yes/No Question yapalım; Were you at home yesterday? Dün evde miydin? “Where” soru kelimesini kullanarak “Dün nerdeydin?” diye sormak istediğimizde, cümlenin başına “Where” getirmemiz gerekir ve nerede olduğunu sorduğumuz için “at home” cümleden çıkarılmalıdır. Where were you at home yesterday? = Where were you yesterday? Bir de eylem kullanarak Yes/No Question oluşturalım ve sonra bunu Wh- questiona çevirelim; Did you go to the school last Monday? Geçen pazartesi okula gittin mi? İlk önce “Ne zaman okula gittin?” diye sormak için Cümlenin başına “When” getiririz; When did you go to the school last Monday? = When did you go to the school? Last Monday bir zaman ifade ettiği için, biz de “Ne zaman” diye soru sorduğumuz için, zaman ifadesini cümleden çıkarmalıyız. “Geçen pazartesi nereye gittin?” şeklinde bir soru yapmak için yine Yes/No question ın başına “Where” ekliyoruz; Where did you go to the school last Monday? = Where did you go last Monday? Soruda “Nereye” şeklinde sorduğumuz için, yer belirten ifadeyi sorudan çıkardık. What did you do last Sunday? Geçen Pazar ne yaptın? I cleaned the house. Evi temizledim. What did you do last summer? Geçen yaz ne yaptın? I swam and read books. Yüzdüm ve kitap okudum. How was your last summer holiday? Geçen yaz tatilin nasıldı? It was wonderful. Harikaydı. How was his summer holiday? Onun yaz yaz tatili nasıldı? It was boring. He stayed at home all summer. Sıkıcıydı. Tüm yaz evde kaldı. Why did Caleb play computer games last Saturday? Geçen cumartesi Caleb neden bilgisayar oyunları oynadı? Because he was bored and he didn’t have any plans with his friends. Çünkü sıkılmıştı ve arkadaşlarıyla da hiçbir planı yoktu. Where was he yesterday? O dün nerdeydi? He was at home. Evdeydi. What was the day yesterday? Dün günlerden neydi? It was Friday. Cumaydı. By Last updated February 10, 2019 İngilizce ya da Türkçe fark etmez, en ilginç diyalogları nerelerde kurdunuz? Benim için bu sorunun cevabı şu “Partilerde!” En sıkıcı sohbetlere nerelerde katlanmak zorunda kaldınız? Benim için bu sorunun cevabı da aynı “Partilerde…” Partilerde kurulan diyaloglar iki türlü de geçebilir. Kimi zaman bütün gece konuşur, pek çok insan tanır ve gayet eğlenceli zamanlar geçirirsiniz. Kimi zamansa bir köşede oturur, anlamsız bir konuşmayı anlamlandırmaya çalışırsınız. Sohbetin akışını takip edemediğinizde bu deneyim sizin için sıkıcı ve hatta stresli bir hal alır. Hele de kendinizi herkesin İngilizce konuştuğu bir partide, İngilizce parti diyalogları içerisinde bulursanız! Partilerde hem inanılmaz iyi vakit geçirip hem de bolca İngilizce konuşma pratiği yapmak için ne yapmanız gerekir? Proaktif olun! Gittiğiniz partilerde sohbeti başlatıp sürdürmeyi öğrenmenizin zamanı geldi. Bu rehberde size konuşulması güvenli ve herkese tanıdık gelecek havadan sudan sohbet konularının bazılarını sıralamakla kalmayıp, bu konuları konuşurken kullanabileceğiniz cümlelere de örnekler vereceğiz. Download This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. Download İngilizce Akıcı Sohbetler Etmek için Tüyolar Partilerde kurulan diyaloglar genellikle resmi ortamlarda iş görüşmesi veya akademik bir konferans gibi yapılan konuşmalardan farklı olur. İşte, size İngilizce konuşulan partilere uyum sağlamanızı ve sohbetlere katılıp açılmanızı sağlayacak üç temel öneri Ciddi Konulardan Uzak Durun Zika virüsünün yayılması ya da okyanus kirliliği gibi bunaltıcı konularla partinin modunu düşüren kişi olmak istemezsiniz. Bu konuları yakın arkadaşlarınızla ya da meslektaşlarınızla başbaşa yediğiniz akşam yemeklerinde yapacağınız sohbetlere saklamanız daha iyi olur. Partiler gevşeme, rahatlama ve kendinizi salma zamanıdır. Canlı ve hareketli olun ve hafta sonu planları ya da hava durumu gibi aşağıda bu ikisinden de bahsedeceğiz havadan sudan konulara bağlı kalın. Parti ilerledikçe ve daha derin sohbetlere daldıkça daha ciddi konulara geçmek daha doğru olabilir. Eğer bu konulardan birini açmak zorunda hissediyorsanız, en azından bunu nispeten kaygısız, daha neşeli bir havayla yapın. Partilerde agresif tartışmalara girmektense espriler yapıp şakalaşmak en iyisidir. Paylaşma ve Sorma Arasında bir Denge Yakalayın Bütün akşam yalnızca kendinizden bahsetmeyin. Hikayelerinizi paylaşmak iyi bir başlangıç olabilir, ancak bunun iki taraflı bir sohbet olduğundan emin olun. Bu sizi yalnızca iyi bir konuk yapmaz, aynı zamanda İngilizce konuşma ve dinleme becerilerinizi de geliştirir. Başkalarına kendileri, tecrübeleri ve planları hakkında sorular sorun. Eğer İngilizce soru sorma üzerine bilgilerinizi tazelemek isterseniz, burada harika bir rehber var. Eğer karşınızdaki kişiyle samimi olarak ilgilendiğinizi gösterirseniz, karşınızdaki kişi başka biriyle konuşmaya geçmektense sizinle konuşmaya devam etme konusunda daha istekli olacaktır. Gerçek İngilizce Videoları ile Pratik Yapın İnsanın İngilizceye maruz kalması için İngilizce konuşulan bir partiye katılmaktan daha iyi bir yol olamaz! Böyle bir partide nereye baksanız hızlı, argoyla dolu İngilizce konuşmalar duyarsınız. FluentU böylesi bir ortama hazırlanmanın en iyi yollarından biridir çünkü nerede olursanız olun size baştan aşağı bir İngilizce banyosu aldırıp pratik yaptırır. FluentU size, film fragmanları, müzik klipleri, ilham verici konuşmalar gibi dil öğrenme deneyimine dönüştürülmüş daha pek çok farklı türden gerçek dünyaya ait İngilizce video sunar. Her bir videonun etkileşimli altyazıları vardır. Kelimelerin bağlam içerisindeki anlamlarını görmek, görsel öğrenme desteği almak ve ana dildeki okunuşlarını duymak için üzerlerine tıklayabilirsiniz. Aynı kelimenin geçtiği başka videolar da görebilir, bu sayede kelimeleri başka bağlamlarda nasıl kullanacağınızı da öğrenebilirsiniz. FluentU’da aynı zamanda izlediğiniz videoları eğlenceli alıştırmalar ve bilgi kartları yoluyla hatırlamanıza yardımcı olacak bir “Öğrenme Modu” da mevcuttur. Videolar türe ve öğrenme seviyesine göre kategorilere ayrılmıştır ve size en uygun olan videoları seçme özgürlüğünüz vardır. Bu sistemin en iyi yanı da, FluentU’daki videolar ana dili İngilizce olan kişilerin izlediği gerçek dünyaya ait İngilizce videolar olduğundan, size bir sonraki partinizde üzerine konuşabileceğiniz pek çok malzeme sunacak olmasıdır. Aynı partiler gibi, FluentU da eğlenirken İngilizce pratiği yapmanın harika bir yoludur! FluentU deneme üyeliği ile video kitaplığının tamamını görebilirsiniz. İşin en iyi yanı da, FluentU’nun iOS ve Android cihazlar için hazırlanan mobil uygulamaları sayesinde her an her yerde İngilizce çalışmaya zaman ayırabilirsiniz. Partilemece! Eğlenceli ve Akıcı Parti Diyalogları için Faydalanabileceğiniz 40 İngilizce Cümle 1. Havayı Yumuşatın Bir partiye gidip de kimseyi tanımadığınızı fark ettiğiniz anlar insana korkunç gelse de, endişelenmemeye çalışın. Bu anları yeni arkadaşlar edinmek, yeni şeyler öğrenmek ve elbette İngilizce konuşma pratiği yapmak için fırsatlar olarak görün. Yeni insanlarla tanışma şansını geri çevirmeyin ve havayı yumuşatıp sohbeti başlatın. Kendinizi Tanıtın Proaktif ve dost canlısı olun. En yakınınızdaki insanın yanına gidip şöyle bir şeyler söyleyin Hi, I’m Sarah, nice to meet you. Selam, ben Sarah, tanıştığımıza memnun oldum. Hello, I don’t think we’ve met. My name is Sarah. Merhaba, tanıştığımızı sanmıyorum. Benim adım Sarah. Önceden tanıdığınız birini mi gördünüz? Bu durumda, sohbeti başlatmak için karşınızdaki kişiye en son ne zaman ve nerede karşılaştığınızı hatırlatabilirsiniz. İşte size bir örnek Hi, we met here the last time but I don’t think we’ve spoken. I’m Sarah. Selam, en son burada karşılaşmıştık ama konuştuğumuzu sanmıyorum. Ben Sarah. Yanınızdaki Kişiyi Tanıtın Eğer partiye bir arkadaşınızla birlikte giderseniz, onu da çevrenizdekilerle tanıştırabilirsiniz. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz Hi, this is my classmate/colleague/friend/boyfriend Tom. Selam, bu benim sınıf arkadaşım/meslektaşım/arkadaşım/erkek arkadaşım Tom. Bağlama Dayalı Sorular Sorun Kendinizi tanıttıktan sonra sohbetin ilerlemesi için ortak bir zemin oluşturmak adına bazı basit sorularla başlayabilirsiniz. Sohbet başlatmanın en kolay yolu, olası ortak noktalarınızdan başlamaktır; örneğin partiyi veren kişiyi tanımanız ve aynı şehirde yaşamanız. Faydalanabileceğiniz birkaç soru örneği vermek gerekirse How do you know [the host]? [Ev sahibini] nereden tanıyorsun? Do you live/study/work here in [the city]? [Bu şehirde] mi yaşıyor/okuyor/çalışıyorsun? How long have you been here? Ne kadar süredir buradasın? Eğer konuştuğunuz kişiyle ilgili gözünüze çarpan bir şey varsa, mesela bu kişinin yanında ona eşlik eden biri varsa, nezaket gereği şu soruyu sorabilirsiniz “How do you know each other?” yani “Birbirinizi nereden tanıyorsunuz?” Benzer şekilde, eğer konuştuğunuz kişinin size tanıdık gelmeyen bir ismi varsa, şunun gibi bir şey de sorabilirsiniz “This is the first time I’ve met someone named [their name]. Where is that name originally from?” yani, “İlk kez [kişinin ismi] isminde biriyle karşılaşıyorum. İsminiz nereden geliyor?” İltifat Edin İnsanlar iltifatlardan hoşlanırlar, özellikle de orijinal iltifatlardan. Olumlu bir yorum yapıp arkasından bir soru sormak, havayı yumuşatmak, aradaki buzları eritmek için iyi bir yoldur. İşte size fikir verecek birkaç örnek The food is delicious. Did you make it? Yemek çok lezzetli. Sen/siz mi yaptınız? That’s a lovely bracelet. Can I ask where you got it? Bu çok güzel bir bileklik. Nereden aldığınızı sorabilir miyim? 2. Evrensel bir Konu Üzerine Konuşun Karşınızdaki insanı biraz tanıdıktan sonra bir konu üzerine daha detaylıca konuşabilirsiniz. Tartışmaya yol açmayacak ve evrensel, yani herkesin kendinden bir şey bulabileceği veya üzerine fikir yürütebileceği bir konuyla başlamak en iyisidir. İşte size güvenle tartışabileceğiniz birkaç konu Hava Havadan konuşmayı sıkıcı bulabilirsiniz. Ne de olsa hepimiz havanın bugün nasıl olduğunu biliyoruz, değil mi? Ancak hava hepimizin üzerine konuşabileceği bir konu. Bu yüzden daha fazla soru sorarsanız, yeni arkadaşınızın bu konu üzerine paylaşacağı şeyler olabilir. Eğer bu konunun yeterince iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorsanız, işte size faydalanabileceğiniz birkaç örnek soru How do you find the weather here? Buranın havasını nasıl buluyorsunuz? Do you prefer hot or cold weather? Soğuk havayı mı sıcak havayı mı tercih edersiniz? It’s a lovely day today. Have you been doing anything outside? Hava bugün çok güzel. Dışarıda bir şeyler yaptınız mı? It’s freezing today, isn’t it? Bugün hava buz gibi, değil mi? The snow is amazing! Do you like snow? Kar bir harika! Karı sever misiniz? Sizin için bir de İngilizcede hava üzerine derinlemesine konuşmanızı sağlayacak bir kelime ve cümle rehberimiz var. Haberler Bugün heyecan verici bir haber mi duydunuz? Bu haberi paylaşıp etrafınızdakilerin fikrini sorun. Elbette eğer tartışmalardan kaçınmak istiyorsanız, siyasi haberlerden uzak durmakta fayda var. Teknoloji, sağlık, çevre gibi alanlardan haberler paylaşmayı deneyin. Haber konusunu açmanız için birkaç örnek cümle Did you hear about the latest test of self-driving cars? When do you think we will see one in our city? Sürücüsüz araçlarla yapılan en son testleri duydunuz mu? Sence/sizce ne zaman bizim şehrimizde böyle bir araç görürüz? I heard on the news today about the plastic-free pledge from some supermarkets. Do you think it will make a difference? Bugün haberlerde bazı süpermarketlerin plastik kullanmama taahhütü verdiğini duydun. Sence/sizce bu bir fark yaratacak mı? Filmler veya TV programları Eğer son birkaç akşamınızı yeni bir TV programını izleyerek geçirdiyseniz, bunu paylaşma konusunda tereddüt etmeyin. Yeni çıkan filmlerle, dizi ve programlarla ilgili sorular her zaman işe yarar. İki tarafın da zevk aldığı ve üzerine konuşabileceği bir şey bulmanız olasıdır. Bu yüzden bu konuyu cebinizde tutun ve şu gibi sorulara çalışın Have you seen “Stranger Things?” “Stranger Things”i izlediniz mi? I watched the latest episode of “Black Mirror” last night. Did you see it? Dün gece “Black Mirror”ın son bölümünü izledim. Siz de izlediniz mi? / Sen de izledin mi? I heard Ryan Gosling was terrific in “La La Land.” What do you think? Ryan Gosling’in “La La Land“de harika olduğunu duydum. Sen/siz ne düşünüyorsunuz? Popüler Oyunlar Aynı TV, diziler ve filmler gibi, oyun konusu da ortak bir zemin bulmak için harika bir konu olabilir. İğneleyici sorular sormak yerine, bir oyunla ilgili kendi deneyimlerinizi paylaşıp karşınızdaki kişinin benzer düşünceler paylaşıp paylaşmadığını anlayabilirsiniz. İşte size birkaç örnek Have you ever played Dungeons & Dragons? Hiç Dungeons & Dragons oynadın mı? I love Monopoly. We used to play it on the weekend when I was a kid. Do you know the game? Monopolye bayılıyorum. Çocukken hafta sonları oynardık. Bu oyunu biliyor musunuz? 3. Biraz daha Kişiselleşin Nazik ve güvenli sularla giden sohbetler sizi ancak bir noktaya kadar ilerletebilir. Parti ilerledikçe ve birisiyle bir süredir konuştuktan sonra daha kişisel sorular sorup kendi hikayenizi anlatmak uygun düşecektir. Değinebileceğiniz konulara örnekler aşağıdadır Gününüzün Nasıl Geçtiği Bu biraz kişisel bir konu olsa da, çok genel olduğundan güvenli sularda sayılır. Konuştuğunuz kişi sizinle gününün istediği ayrıntılarını paylaşabilir. Ayrıca, o gün neler olup bittiği hafızanızda hala taze olduğundan bu iyi bir sohbet konusu olabilir. İşte bu konuya yaklaşabileceğiniz birkaç yol How was your day? Gününüz nasıl geçti? Did you have a good day at work? İşte iyi bir gün geçirdiniz mi? What did you learn today at school/class? Anything exciting? Bugün okulda/derste neler öğrendiniz? Heyecan verici bir şey var mıydı? I had a hard time at work today. Do you have a problem with Mondays as well? Bugün işte zor zamanlar geçirdim. Senin/sizin de Pazartesilerle bir derdiniz var mı? Gördüğünüz gibi, ister yalnızca soru sorabilir, isterseniz de kendi tecrübelerinizi paylaşıp karşınızdaki kişide bunların bir karşılığı olup olmadığını görebilirsiniz. İş ya da Okul/Çalışma Hayatı Büyük ihtimalle karşınızdaki kişinin mesleğini ya da okulunu ilk birkaç dakika içinde öğrenirsiniz. Ancak işleri ya da okullarıyla ilgili neler düşünüp hissettiklerini ancak daha fazla soru sorarak öğrenebilir ve sohbeti bu şekilde ilerletebilirsiniz. Bu sorulara birkaç örnek vermek gerekirse How do you find your work/studies? İşinizi/derslerinizi nasıl buluyorsunuz? What is a typical day at your work/school? İş yerinde/okulunuzda sıradan bir gün nasıl geçiyor? How are things going with your work/studies/school? İşiniz/çalışmalarınız/okulunuz nasıl gidiyor? I am looking for a job in marketing and I heard you work in marketing. Do you have any advice? Pazarlama alanında iş arıyorum ve senin/sizin pazarlama alanında çalıştığınızı duydum. Bana herhangi bir öneriniz var mı? Hobiler ve İlgi Alanları Eğer iş ve okul alanlarında ortak bir zemin bulamazsanız, karşınızdakine her zaman hobilerini sorabilirsiniz Doğrudan sorma seçeneğiniz var What do you like to do on the weekend? Hafta sonu neler yapmayı seversiniz? What do you do for fun? Eğlenmek için ne yaparsınız? Do you have any plans for the holiday? Tatil için planınız var mı? Veya, önce kendi tecrübelerinizden bir bağlam oluşturduktan sonra konuyla ilgili fikirlerini sorabilirsiniz. İşte size birkaç örnek I saw this documentary about South Africa yesterday. It was amazing. I would love to go there. Have you been? Dün Güney Afrika’yla ilgili bir belgesel izledim. İnanılmazdı. Oraya gitmek isterdim. Hiç orada bulundunuz mu? My husband bought me this vegetarian cookbook for my birthday and I cannot wait to try it out. Do you like cooking? Eşim dün doğum günüm için bana vejetaryen yemek kitabı aldı ve tarifleri denemek için sabırsızlanıyorum. Yemek yapmayı sever misiniz? 4. Sohbeti Bitirin Ne kadar eğlenirseniz eğlenin, her parti sona ermek zorundadır. Ayrılma vakti geldiğinde uymanız gereken birkaç nezaket kuralı vardır. Hoş Sözler Söyleyin Amerikalılar oldukça nazik ve ilgilidir. İnsanların birbirine epey fazla teşekkür ettiğini ve hep iyi bir şekilde ayrılmak istediklerini görebilirsiniz. Bu yüzden, siz de aynısını yapmayı öğrenmelisiniz. İşte partiden ayrılmak üzereyken söyleyebileceğiniz birkaç söz It’s been nice talking to you. Seninle/sizinle konuşmak güzeldi. Thanks for telling me about your studies. It was fascinating. Bana çalışmalarınızdan bahsettiğiniz için teşekkür ederim. Çok ilginçti. You have some real travel stories there. I cannot wait to hear more. Sende/sizde hakikaten epey bir seyahat hikayesi varmış. Daha fazlasını duymak için sabırsızlanıyorum. Veda Edin Birine bir daha konuşma sözü vermek o kişiyle konuşmaktan keyif aldığınızı göstermenin iyi bir yoludur. Onları bir daha görüp göremeyeceğinizi bilmeseniz bile, insanların birbirlerinden ayrılırken söyledikleri nazik sözler vardır ve siz de bunları kullanmalısınız. Bye for now. See you next time/next week/soon. Şimdilik hoşçakalın. Bir dahaki sefere/ gelecek hafta/ yakında görüşürüz. Have a safe trip home. I hope to see you again. Güle güle git/gidin. Bir daha görüşmeyi umuyorum. Goodnight. Take care. We will talk more next time. İyi geceler. Kendine iyi bak./Kendinize iyi bakın. Bir dahaki sefere daha çok konuşuruz. İngilizce parti diyalogları kurmak zor olabilir, ancak bu diyaloglar aynı zamanda gayet eğlenceli de olabilirler. İyi tanımadığınız biriyle, ana diliniz olmayan bir dilde konuşmak zorunda kalırsanız, kapana kısılmış hissedebilirsiniz. Ancak yukarıda sıraladığımız konu ve cümleler o kapandan kurtulmanıza yardımcı olacaktır. Bu İngilizce parti diyaloglarından faydalanarak ne söyleyeceğinizi düşünüp kaygılanmak yerine İngilizce konuşma pratiği yapabilirsiniz. Bu gönderiyi beğendiyseniz içimden bir his FluentU'ya bayılacağınızı söylüyor. FluentU, gerçek dünya videolarıyla İngilizce öğrenmenin en iyi yolu. Ücretsiz Kaydol!

dün ne yaptın ingilizce 10 cümle