🎱 Yaşlı Kadına Ilişki Teklifi Kadın Evet Dedi
Hayat kadınları o işi keyfinden yapmıyor yalnız,en azından büyük çoğunluğu diyeyim.Seks bağımlısı olan varsa onu bilemem. Buradaki ilişki karşılıklı.Adam kadına soruyor ''sen böyle bir şeye açık mısın'' diye.Siz istiyorsanız evet istemiyorsanız hayır diyorsunuz.İstiyorsanız olayda karşılıklı ''keyif'' durumu var.Yani şu kıyası yapamıyorsanız bu
Zenginve yaşlı bir kadın parayla ilişki teklif etse kabul eder misiniz? Takip Et. Paylaş. 5 Kız Görüşü. 59 Erkek Görüşü.
Muğla'da telefonla aradıkları yaşlı kadına kendilerini polis olarak tanıtarak FETÖ tehdidi ile 220 bin lira dolandırdıkları ileri sürülen 2 zanlı, Adana polisi tarafından yakalandı. ADANA 29 Haziran 2020 Pazartesi 09:15 Alınan bilgiye göre, Muğla’nın Milas ilçesinde yaşayan
Durumu şu şekilde anlatan yaşlı kadın, “İlk önce biri yanıma geldi. Karslı mısınız diye sordu. Bende evet dedim. Şahıs, annemin vasiyeti var, tüm Karslılara mevlit veriyoruz. Buyurun sizde gelin deyince teklifi ret ettim ve teşekkür ettim. O zaman evinizin kira parasını vereyim de hayır yapayım dedi.
Adana’da 80 yaşındaki kadının evine giren bir kişi, yaşlı kadına önce tecavüz etmeye çalıştı, sonra darp etti. Kadının bağırması sonucu kaçan zanlı, bir gün sonra
Kadınaşiddet protesto edilirken bir kadın daha acımasızca öldürüldü: CHP’li kadınlar, İzmir’de kadına şiddeti protesto ederlerken aynı günde iki çocuk annesi bir kadın, kocası tarafından vurularak öldürüldü. 2,5 yıl önce evlenen Zehra Yılmaz (38) ve Hasan Yılmaz (53) çifti şiddetli geçimsizlik yaşıyordu.
Cevabı şöyle oldu: Ben şu an bir ilişki istemiyorum Evet, bir kadın sana bunu söylüyorsa, o kadına fazla ilişki öncelikli erkek sinyali vermişsindir. Soğuma nedeni bu olabilir. Kız “bu adam benimle, benim onunla istediğimden çok daha fazla ilişki istiyor” dedi mi, adama ilgisi genellikle yokuş aşağı gider.
BehiyeAksoy, iki yıldır filmcilerin tekliflerine karşı geliyordu ancak sonunda Efes Film'in ısrarlarına dayanamadı.
11.05.2022 20:34 - Güncelleme: 11.05.2022 20:39. 30 yıllık evli bir kadın, kocasıyla 10 yıldan bu yana cinsel hayatları olmadığını belirterek ilişki yazarı Coleen Nolan'dan yardım
7bizg. Merhabalar, ben İstanbul Ataşehir’den Kerem. Size kaynanamı nasıl becerdiğimi anlatmak istiyorum. Bundan 4 yıl önce üniversitede Meltem ile tanıştım. Ben üçüncü sınıftım, o ise birinci sınıftı, ortak bir iki dersimiz vardı. Zamanla ben Meltem’den etkilendim ve çıkmaya başladık. Bir yıl kadar sonra bir gün Meltem annesiyle tanıştırmak için beni evlerine davet etti. Meltem’in annesi ile babası 8 yıl önce boşanmışlar, bu yüzden sadece annesi ile gittiğimde, kendi annem gibi şişman, yaşlı bir anne beklerken, henüz 38 yaşında, sarışın, muhteşem bir fiziğe sahip, müstakbel kayınvalidem Pınar teyze ile tanıştım. Meltem’in güzelliği annesinden geliyordu, belli. Bu ziyaretten sonra beni sevmiş olacak ki, annesi sık sık davet etmeye başladı. Bazen de Meltem evde yalnızken beni çağırıyordu rahatça sevişmek için…Bir gün Pınar teyze beni aradı ve konuşmak istediğini söyledi. Ben de, “Tamam, akşam Meltem’le gelirim!” dedim. Pınar teyze, “Olmaz, yalnız konuşmamız lazım, hemen gelebilir misin?” dedi. “Olur…” dedim, ama çok merak etmiştim ne konuşacak diye. O dönem çalışmıyordum, Meltem de okuldaydı. Hemen gittim. Pınar teyze beni içeri aldı, çok güzel gözüküyordu ve güzel bir kokusu vardı. Çay falan demlemişti. Ben heyecanla ve endişeyle ne konuşacağımızı merak ediyordum. Bana, “Kerem, Meltem’le ciddi bir ilişki düşünüyor musun?” dedi. Ben de, “Tabi ki Pınar teyze, kısmet olursa evlenmeyi planlıyorum ileride!” dedim. “Peki cinsel birliktelik yaşadınız mı?” dedi. Ben şok olmuştum. “Hayır!” diyebildim kekeleyerek. “Doğru söyle!” dedi. “Yemin ederim!” dedim. “Ama geçen hafta ben sizi gördüm!” dedi. Donup kaldım, “Nasıl, nerede?” diyebildim. “Burada, Meltem’in odasında! Ogün işim erken bitti, geldiğimde sizi Meltem’in odasında birlikte gördüm, yarı çıplaktınız!” söylüyordu. Ne diyeceğimi bilemedim başta, “Pınar teyze özür dilerim, ama biz birlikte olmadık, yemin ederim sana, istersen Meltem’e de sorabilirsin!” dedim. “Neden yarı çıplaktınız o zaman?” dedi. “Yani birbirimize dokunduk sadece, ama bir birleşme olmadı, yemin ederim!” dedim. “Bak Kerem, sen kızımdan 4 yaş büyüksün, kızım bazı şeylere hazır olmayabilir. Daha onun için erken böyle şeyler, belki senin için de…” dedi, sonra bana yan yan baktı. “Biliyorum Pınar teyze! Onu incitecek bir şey yapmam, emin ol!” dedim. “Yani sakın ola zorlama onu. Bizim boşandığımız dönem zorlu bir süreçten geçti. O yüzden bazı konularda hassas olabilir. Seni de anlıyorum, hormonların bazı şeyleri istiyor olabilir, ama lütfen dikkatli ol!” dedi. “Olurum Pınar teyze, sen merak etme!” dedim. “Biz seni ailecek sevdik, her türlü sorununda, probleminde bana açılabilirsin!” dedi. “Olur, tabi ki!” dedim. “Hormonlarının seni yönlendirdiği dönemlerde Meltem’i zorlama olur mu? Cinsel bir birliktelik yaşamak istediğinde, bu işi yapan temiz bir kadın tanıyorum, istersen ona yönlendirebilirim seni!” şaşırmıştım, “Nasıl yani Pınar teyze?” dedim. “Bayağı işte, eskortluk yapan bir tanıdığım var. Onunla tanıştırabilirim seni istersen!” dedi. Kesin benim sadakatimi test ediyor diye düşündüm, “Olur mu öyle şey Pınar teyze, evlenene kadar kendime hakim olurum ben!” dedim. “Tamam, sen yine de düşünürsün oğlum, sonuçta erkeksin, bu da bir ihtiyaç!” dedi. O gün öyle ayrıldım ordan, böyle bir konuşmadan Meltem’in haberi yoktu ve olmamalıydı bir hafta kadar geçtikten sonra yine beni akşam yemeğine davet ettiler. Gittim. Yemekten sonra Meltem bir ara tuvalete girince, Pınar teyze bana, “Teklifimi düşündün mü?” dedi. “Ne teklifi?” diyerek geçiştirmeye çalıştım. “İşte biliyorsun, haftaya Meltem yok, babasının yanına gidiyor İzmir’e!” dedi. “İlla beni biriyle birlikte olmaya zorluyorsun Pınar teyze!” dedim gülerek. “Oğlum ben seni aileden biri gibi görüyorum ve seni de düşünüyorum. Meltemin problemli olduğunu biliyorum, sana da yardımcı olmak istiyorum!” dedi. O sırada Meltem geldi konuyu teklif geri çevirilir mi, çevirilmez mi diye düşünerek geçirdim iki günü. En sonunda Pınar teyzenin doğru söylediğini kabul etmek zorunda kaldım. Meltem bu konuda ileri gitmeme izin vermediği gibi, çok da kıskançtı. Yaklaşık bir senedir cinsel birliktelik yaşamamıştım bu yüzden ve durumum iyi yatağımda, Pınar teyzeyi arayıp aramamayı düşünürken telefonun çaldı. Bir baktım Pınar teyze arıyordu. İnternet bankacılığı ile ilgili bir şeyler sordu, anlattım. Bir şeyler yapıp konuyu açmam gerekiyordu. Pınar teyze kelimeleri ağzımda gevelemeye başladığımı farkedince, “Teklifimle ilgili bir karar verdin mi?” dedi. “Pınar teyze yanlış anlamazsın umarım… Sanırım anlattıklarında haklısın. Meltem bu konuda hassas ve aynı zamanda da kıskanç. İki yıla yakındır bir birliktelik yaşamadım…” diye yalan söyledim. Oysa ki Meltem’le çıkarken iki kere eski bir kız arkadaşımla birlikte olmuştum. Ben öyle deyince, Pınar teyze, “Yapma yaaaa!” dedi uzatarak ve halime acır gibi, sonra da, “Tamam o zaman, ben ayarlıyorum o kadını, sen canını sıkma!” dedi, benim başka bir şey dememe fırsat vermeden kapadı şaşkınlığı üzerimden atamadan 10 dakika sonra telefonum tekrar çaldı. Pınar teyze, “Ayarladım, bugün öğleden sonra ne yapıyorsun?” diye sordu. Saate baktım 1130’du. Hemen duş alsam, etek traşı falan yarım saat sürerdi. En fazla bir saate hazır olurdum. “Saat 1300 gibi müsait olurum Pınar teyze!” dedim. “Tamam, sen 1330’da bizim evde ol” dedi ve telefonu kapattı. Bizim evde mi demişti, ben mi yanlış duymuştum? Elin eskortuyla kendi evinde mi buluşturacaktı beni anlamadım. Belki de oradan gönderecekti beni diye girip iyice temizlendim, güzelce giyindim, parfüm sürdüm ve yola düştüm. Saat 1315’te oradaydım. Kapıyı Pınar teyze açtı. Yine çok güzeldi bugün. Altında siyah bir tayt, üzerinde kalçasını kapatmayan sarı bir tişört vardı. “Oooo erkencisin!” dedi. “Yollar fazla kalabalık değildi…” dedim. İçeri davet etti. “Bu hanımefendi buraya mı gelecek Pınar teyze?” dedim. “Aaa evet, biraz sonra burada olur!” dedi. Şaşırmıştım, ama başka da bir şey soramadım. Saat 1330 oldu kimse gelmedi. 1345 oldu, halen kimse yok. Pınar teyze de sürekli bir şeylerle uğraşıyordu. En son saat 1400 olunca, “Gecikti sanırım bu bayan?” diyebildim. “Dur bir arayayım Şule’yi!” dedi telefonunu aldı öbür odaya gitti. Telefonda kouşurken duyabiliyordum, “Nerde kaldın?” falan görüşmesini bitirip yanıma geldi ve “Gelecekmiş yarım saate kalmadan!” dedi. Sabırsızlıkla beklemeye başladım. Ama saat 1430 oldu ve halen kimse gelmeyince, “Pınar teyze ben umudu kestim, gelmeyecek bu hatun!” dedim. Öbür odaya gitti tekrar aradı. İçeriden bu sefer sesi daha yüksek geliyordu, “Neden, ne oldu?” falan diye soruyordu. Bir aksilik olduğunu anladım. İçeri gelince, “Gelmeyecek değil mi?” dedim. “Yaa kusura bakma Keremciğim. Acil bir işi çıkmış, gelemeyecekmiş, tüh yaaa!” gerçekten bozulmuştu. Bunu anlamış olacak ki, “Ya üzüldün değil mi Kerem, o kadar da hazırlandın!” dedi. “Evet ama ne yapalım… Neyse ben kalkayım o zaman!” diyebildim umutsuzca. “Dur bir dakika, sana bir söz verdim, tutacağım. Benim yüzümden bu duruma düştün, lütfen biraz daha oturur musun?” dedi. Başka birini arayacak herhalde diye düşünerek, “İyi peki!” dedim, içimden de Bu kadar hazırlık boşa gitmesin! diye geçirdim. Pınar teyze yine öbür odaya gitti. Ama busefer kapıyı kapatmıştı, birşey programa dalmıştım ki, birden gözlerimin önünü karardı. Birisi gözlerimi eşarp gibi birşeyle bağlıyordu. “Ne oluyor?” dememe kalmadan, “Şşşşttt!” diye bir ses omuzlarıma yüklendi, sonra kulağıma, “Kendini sal, seni rahatlatacak kadın geldi!” dedi ve beni sırtüstü yatırdı. Pınar teyzeydi bu konuşan. Ne zaman gelmişti diğer kadın, dışkapının sesini bile duymamıştım. Sonra yüzüme yumuşak birşey yaklaştı, burnuma ve ağzıma sürtünüyordu. Bu sürtünmeden dolayı gözümdeki eşarp açılmıştı. Aman Tanrım! Jartiyerli ve tangalı bir göt yüzüme sürtünüyordu. Dilimi göte ve küloda sürtmeye başladım. Bu arada kadın iyice yüzüme oturmuştu, pantolonumun kemerini ve fermuarımı çözüyordu. Pantolonumu boxerımla birlikte sıyırdı. Yarağım istemdışı olarak sertleşmişti. Kadın yüzüme amını bastırırken biryandan da yarağımı emmeye başladı. O kadar güzel bir duyguydu ki, sanki iliklerimi sarhoşu bir şekilde kafamı bacak arasından çıkarıp yarağıma bu güzel muameleyi yapan kadına baktığımda hayatımın en büyük şokunu geçirdim Pınar teyzeydi bana sakso çeken kadın. “Pınar teyzeee!” diyebildim. Pınar teyze, “Şşşşşttt… Rahat ol, kendini bana bırak!” dedi ve yarağımı tekrar ağzına aldı. “Olmaz Pınar teyze!” diyerek kendimi çektim ve doğruldum, kotuğa oturdum. “Ne oldu Kerem?” dedi. “Olmaz yapamam!” dedim. “Neden? İhtiyacın vardı işte, ben de ihtiyacını gideriyorum!” dedi. “Ben böyle düşünmemiştim!” dedim. “Ne olmuş yani, ayarladığım kız gelseydi rahat rahat düzecektin onu ama!” dedi. “Ama sen benim kayınvalidem sayılırsın!” dedim. “Bana bak!” dedi kızgın bir sesle, “Senin ihtiyacın oluyor da benim olamaz mı, ne kadar egoistsin!” dedi bağırırken şöyle bir süzdüm Pınar teyzeyi, en son becerdiğim kızdan çok çok daha güzeldi. Muhteşem bir kalça, göğüsler dik, siyah bir jartiyer, üzerinde dantelli bir sütyen içinde bir afetti Pınar teyze. Bunları düşünürken inen aletim tekrar dikeldi. “Tamam, pes!” dedim. Bana tekrar yaklaştı, bacaklarımın arasına diz çöktü ve “Farzet ki ben Şule’yim!” dedi. “Hmmm… Neden gelmedi Şule peki?” dedim yarağımı tekrar ağzına alırken. Bir iki yalamadan sonra yarağımı ağzından çıkardı ve “Şule diye biri yoktu zaten!” dedi ve gözlerimin içine bakarak yarağımı tekrar emmeye devam etti. Müstakbel kayınvalidemin kurnazlığı karşısında şaşırmıştım, “Neden böyle bir oyuna giriştin?” diye sordum. “Benim de 8 yıldır kimseyle birlikte olduğum yok, birbirimize yardımcı oluyoruz diye düşün!” dedi ve yarağıma tükürerek emmeye devam etti. Müthiş zevk yarağımı emmeyi bırakıp ayağa kalktı, külodunu çıkardı, yarağımı sıvazlayarak kucağıma çıktı ve hızlıca yarağımın üzerine oturdu, iki hamlede yerleştirdi amının içine. Sımsıcak, ıslak ve dardı deliği. Köküne kadar girince derinden bir Ooaaawww!’ çekti ve oturup kalkmaya başladı. Yavaş yavaş oturup kalkmaları hızlandıkça hızlanıyordu. Ama çok fazla sürmeden ikimiz de aynı anda inleyerek boşaldık. Döllerim amına fışkırırken birbirimize kenetlenmiştik. Birkaç dakika o şekilde kaldık, yarağım amının içinde halen kalp gibi atıyordu…Kucağımdan inip tekrar yarağımı yalamaya başladı. Amdan sikişmiştik, fakat benim aklım götünde kalmıştı. Kalkıp önümde domalttım müstakbel kayınvalidemi. Tıpkı benim gibi o da her yerini temizlemişti, amında ve götünde kıl tüy birşey yoktu. Götünün yanaklarını ayırıp göt deliğini koklayıp öptüm. Mis gibi kokuyordu. Yalamaya başladım. Göt deliğine dilimi sokabildiğim kadar sokup çıkarıyordum. “Ohhh Keremmm, harikasınnnn! Ohhhh, çokkk güzelll, mmmhhh!” diye inliyordu. Sonra doğrulup yarağımı göt deliğine dayadım. “Ohhh, evet, arkama gir erkeğimmm, ohhh!” dedi. Yavaşça götünün içine kaydırdım tükürüklediğim sikimi. Göt deliği amından çok daha da dardı. Tamamı içine girince bu sefer ben, “Ohhhh, Pınar teyzeee, göt deliğin çok güzel!” dedim. “Pınar teyze değil, Pınar de bana artık erkeğimmmm, becer beni arkamdan, kadının yap!” diye inlemeye başladı ben yavaş yavaş götüne girip sonra hareketlerimi hızlandırdım. Göt deliği alışmıştı iyice. Götünden tamamen çıkıp tekrar köküne kadar giriyordum. Durmadan da tükürüklüyordum. “Ohh Pınarrr… Muhteşemsin, hiç böyle harika bir göt sikmemiştim!” dedim. Biraz önce amına boşaldığım için ikinciyi boşalmam uzun sürecekti. Rahat bir yarım saat siktim götünü. Boşalacağımı anlayınca, “Gelmek üzereyim Pınar!” dedim. Hemen önümden çekildi ve bana döndü, yarağımı ağzına aldı tekrar. İğrenmemesine şaşırmıştım, demek ki bu kadar azmıştı. Sikimi emiyordu yine. “Geliyorum!” dedim uyarma amaçlı, ama emmeye devam etti, gözlerini kapatıp açarak ağzına boşalmama onay verdi. Az sonra öyle bir boşaldım ki, hayatımda hiç böyle boşaldığımı hatırlamıyorum. Döllerim ağzının kenarından taştı…Sonra birlikte banyoya girdik, duş alıp çıktık. Beni duvara dayadı ve “Sabaha kadar beni sikmeni istiyorum Kerem. Şuleyi sikmek için neler planladıysan kafanda, aynısını bende uygulayabilirsin, herşey serbest erkeğim!” dedi, önüme çömelip yarağımı emmeye başladı. Ben bunu duyunca iyice aşka geldim, kazık gibi olmuştu yarağım tekrar. Ayağa kaldırıp, ben ayaktayken kucağıma aldım Pınar teyzeyi ve sikime oturttum. O da ensemden tutunup sikimin üzerinde zıplamaya başladı. “Seni her pozisyonda sikeceğim Pınar!” dedim. “Sik aslanım, orospun yap beni!” dedi. Kucağımda biraz daha zıplattıktan sonra salonun ortasındaki masaya domalttım, götüne girdim tekrar. Pınar teyzenin inlemeleri artmıştı. Ben arkadan götüne koydukça memeleri ileri geri sallanıyordu. Terlemiştik. Ben vurdukça Şap, şap, şap!’ ses çıkıyordu tekrar kucakladım ve mutfağa götürüp mutfak tezgahına oturttum. Amını uzun uzun yaladıktan sonra amına girdim bu sefer yine. Biraz öyle amını siktikten sonra, tezgahtan indirdim. Dönderip tezgaha domalatacakken, “Hadi beni yakala!” diyerek mutfaktan kaçtı, kayboldu. “Nereye kaçtın bebeğim?” diye peşinden gittim. Odalara bakarken Meltem’in odasında buldum, Meltem’in yatağında domalmış beni bekliyordu. Hemen geçtim arkasına ve götüne yerleştirdim. Sevgilimin yatağında annesini sikiyordum. Meltem görse ikimizi de affetmezdi ömür kadar sert sikmeye başladım ki, artık çığlık atmaya başladı Pınar teyze. Bir amına, bir götüne sokuyordum. Az sonra “Geliyorum!” diye uyardım yine. “İçime boşal Kerem, hepsini içime istiyorum!” dedi inleyerek. Ellerini belinde kelepçe yapıp yüzünü yatağa dayamasını sağladım. Göt deliğine vura vura saçında çekerek içine akıttım bütün döllerimi tekrar. Çok yorulmuştuk, bir süre ara verip dinlendik. Ama o gece üç posta daha siktim müstakbel olaydan sonra artık iki günde bir gidip Pınar teyzeyi sikmeye başladım. Meltem okulda olduğu her gün, gidip annesini amından götünden sikiyordum. Daha sonra Meltem’le evlendik. Evlenmemize rağmen kayınvalidemle sikişmekten vazgeçemedim. Onun götünden vazgeçemiyorum bir türlü. O da her fırsatta kendine çaktırmak istiyor, sık sık bize geliyor. Her fırsatını bulduğumda kaynanamı sikiyorum. Zaten Meltem’in cinsel korkuları var, fazla sikip daha da korkutmak istemiyorum onu. Ne de olsa anasını doya doya sikiyorum!
Konu Sahibi gelin_cicegi 106 Evet sohbet etmez ama yeni bir ilişkiye de açıktı. Yine aynı böyle işyerine gelen biri için konu açmıştı hatta buldum Bu konuda da adamın net bir teklifi yok sadece karşılaşırsak çay içeriz demiş konu sahibi çaya davet edildim diye konu açmış İkisi de boşanmış, pamuk 38-39 Bu konu sahibi 40 yaşında, ikisinin de bir çocuğu var. Ve herkese cevap yazdı bana cevap vermedi. Bilemiyorum yengenc O adam porselenmis ama, bu adam emekli asker Hamilelik günlüğü Doğumdan bu güne 3143 gün geçti. Konu Sahibi gelin_cicegi 107 ondan 1 tane var 82 milyonun içinde zaten. başka da yok. yayalım O adam kendine çok iyi bakar genetik olarak da şanslı 60 a yaklaşan sadettin saran olamaz bir kaç kere gördüm gerçekten hoş bir adam. Konu Sahibi gelin_cicegi 108 işyerinde olunca bir de yaşı çok büyük, doğru mu bilmiyorum ama onu düşünmeye başladım ve hayatım boyunca erkek gibi kez böyle biri çıktı sevilebilir, değerli güzel olduğumu ne da nasıl o bir yolunu atmam Bu hisler çok fazla. Üzmek istemem ama üç diyalogdan bunu hissetmek sevgi açlığı ve bağımlılık yatkınlığı. Üzülmemek için sakin kalın, tanıyın, başta çok anlam yükleyip kaptırmayın. En az 60 yaşında adam napacağını gayet bilir. Bilmeli. Siz de 40 yaşındasınız. O adım attığında kabul edin ama dediğim gibi hemen sevgili, evlilik demeyin. Tanımaya çalışın ve akışa bırakın. Konu Sahibi gelin_cicegi 109 40 yaşında bir iki ay önce biri konu giden herkesle ilgileniyorum. emeklilik ne zaman seviyorum da ben emekli askerim çarşamba yine aynı adam kolyeye ayetel kursi duası mı konu da al de öylesine tamam alırım sultandan almıştım da orada pierre loti de var sadece camiye lotiye çoğu zaman çıkamıyorum an bana 'dışarda karşılaşırsak çay içeriz değil adımı hiçbişi ne biliyim adamın ilgisi konuşması hoşuma benden yirmi yaş kadar gün yine geldi, için gün tekrar gülümseyrek geldi.'ne kadar çok işiniz hayatım boyunca sizin kadar sizin kdar işim olmadı bir adam çok büyük, yanında yeğeni de yaşında içersiniz içersiniz evrakları için koşturuyor işi bile beni görmeye de adama karşı boş biri olsun sonraki adım ne davetkar olmak istemiyorum ama adamı beden soğutmak da de işyerinde oluyor davranmalıyım Yas farki cok fazla. Hamilelik günlüğü Doğumdan bu güne 16 gün geçti. Konu Sahibi gelin_cicegi 110 eski eşim benim artık değer görmek yani öyle güzel biri de yaştan sonra yaşıtlarımın bakması de bir çocuğum en azından şu an sığınabileceğim bir limana ihtiyacım var İnanılmaz derecede yanlış bir bakış açısı, nereden başlayayım bilemedim. Konu Sahibi gelin_cicegi 111 O adam kendine çok iyi bakar genetik olarak da şanslı 60 a yaklaşan sadettin saran olamaz bir kaç kere gördüm gerçekten hoş bir adam. yaklaşmaya ne hacet. taş zaten maşallah tü tü tü Konu Sahibi gelin_cicegi 112 30 yaşa öyle diyorlarda 40 yaş da mı öyleymiş galiba kadınlar ölene kadar cinselliği doyasıya yaşayıp, hayatı yeniden keşediyorlar. 30-40 arası özellikle Konu Sahibi gelin_cicegi 113 yaklaşmaya ne hacet. taş zaten maşallah tü tü tü hemşerim sayılır severim kendisini çok da yardımseverdir SayYouLoveMe Hursit sen bir kahramansin,onden gidersin cocugum Konu Sahibi gelin_cicegi 114 Aşırı tutucu davranirsan,bir çay daveti için bile adama 40 takla attirirsan,sürekli ağırdan alıp işi yokuşa sürersenn,hoslanip tanımak istediğin halde söylemeyip soğuk yaparsan Bu adam gider. Artık genç değilsiniz. Zaten davet etmek istemiş. Siz çağırın ; Konuşun,tanışın.. Bu hevesli görünmek değil olgun bir kadının sergilemesi gereken bir tavır olur bence. Konu Sahibi gelin_cicegi 115 Yorumlara dair yorumunuzu bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Konuya ve konu sahibinin anlattıklarına dair yorumunuz nedir ? Onu ilk cümlede söyledim farkındaysanız... Konu Sahibi gelin_cicegi 116 Bence sadece duygusal olarak boşlukta olduğunuz için adamın ilgisi hoşunuza gitmiş olabilir yoksa çok gençsiniz pek ortak noktada buluşabileceğinizi düşünmüyorum 60 yaşında biriyle... Konu Sahibi gelin_cicegi 117 işyerinde olunca bir de yaşı çok büyük, doğru mu bilmiyorum ama onu düşünmeye başladım ve hayatım boyunca erkek gibi kez böyle biri çıktı sevilebilir, değerli güzel olduğumu ne da nasıl o bir yolunu atmam Kendisi 40 yasinda ise adamin yasi 60 oldugunu düsünüyorum 20 yas büyük denilmisti ben bilemedim sonucta bir ayagi cukurda Allah korusun tabi ki hayal de edemiyorum yani birsey de yazamiyorum bos degilsen dene yani diyecegim ya adam capkin mi evlenip bosandi mi cocuklari falan varmi falan bunlar aklima geliyor kesle bunlari anlataydi Konu Sahibi gelin_cicegi 118 O adam kendine çok iyi bakar genetik olarak da şanslı 60 a yaklaşan sadettin saran olamaz bir kaç kere gördüm gerçekten hoş bir adam. "Forumda 40 ı geçeni yaşlı ilan ediyorlar" sitemlerini hatırlayarak yapmıştım o yorumu. İnternet ünlüsü Gianluca Vacchi de 54 yaşında , bir dönem oldukca haberi yapılıyordu. 25 yaşındaki sevgilisiyle kızları olunca , eskisi kadar haberini yapmıyorlar sanırım. Kendine bakan, belki genetiği belki bakımı sebebiyle güzel yaş alan ve görünüşü ilgi çekici olan insanlara dair örnekleme tabi bunlar. 50+ reklam ve tavsiyesi değildir. Konudaki emekli asker hangi kategoride bilemiyoruz tabi. Kim kimi beğeniyor ve onunla yaşlanmak istiyorsa , güzel sahibi de öyle düşünüyordur belki diyecekler için Konu sahibi ilerisini düşünmüyor , evlilik istemiyor, sığınacak bir liman arıyormuş. "40 yaşında gencecik bir kadın olarak , işyerinize geliş gidişlerinde tanıştığınız 60 yaşındaki adamla tam olarak nasıl bir ilişki kurmayı düşünüyorsunuz peki ?" sorusuna cevap vermediği için ; konu sahibinin ne istediğini henüz bilmiyoruz. Son düzenleme 15 Haziran 2022 Konu Sahibi gelin_cicegi 119 Evet yaş farkı çok fazla ancak yapılan yorumları çok acımasız buldum. Sanki o yaşlara bir gün gelmeyecekmişiz gibi 10 sene sonra böyle olur, yok 5 sene sonra şöyle olur... biraz alaycı ve aşağılayan tarzda hissettim bu yorumları.. Onu ilk cümlede söyledim farkındaysanız... Konu sahibinin ufkunu açan bir yorum olmuş. !
Hürriyet, Ayşe Arman Doğduğum topraklardan mı, genetik mi, yetiştirilme tarzım mı, bir tahtamın eksik olmasından mı bilemiyorum… Ama kendimi bildim bileli, dışlanana, dışarıda kalana, farklı olana ilgi duydum, onları merak ettim. Ne yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, neler hissediyorlar. O yüzden üç gün üç gece geçirdim travestilerle. Yeni isimleriyle, trans kadınlarla. Başka şeylere yormanıza gerek yok, yapmaya çalıştığım şey, anlamaya çalışmak ve sizlere aktarmaktı… Gecenin bir yarısı. Bomonti’de ıssız bir sokak. İnce uzun bir apartman. İçeri dalıyorum, o daracık merdivenleri tırmanırken nefes nefese kalıyorum. Çık çık bitmiyor. Kirası ucuz diye, travestiler asansörsüz binalarda oturuyor. Zili çalıyorum. Daha zili çalarken kaçıp gitmek istiyorum, heyecandan ölüyorum… Yalan! Ben alenen korkuyorum, kalbim küt küt atıyor. Çünkü neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Ama işte korkunun ecele faydası yok. Kapı açılıyor. Ve karşımda Mehtap. AYŞE MİSİN? GEL İÇERİ Oh my god! Bu da ne! Ben nerdeyim? Bu kim? Bu nasıl uzun bacaklar! Mini etekle ne kadar şahane görünüyor. Beni şöyle bir baştan aşağı süzüyor, “Ayşe misin?” başımla evet işareti yapıyorum, “Gel içeri” diyor. Ve ben Mehtap’ın açtığı kapıdan travestilerin dünyasına dalıyorum. BEDENİNDE İKİ CİNSİYETİ BARINDIRMAK Benden genç. Benden daha güzel, daha seksi ve daha komik. O, yüzde yüz bir Almodovar kadını. Palavra sıkmanın manası yok, bu diziyi yapmaya karar verdiğimde, toplum tarafında dışlanmış bir kesimin çektiği acıları yansıtmak, yaşadıkları zorluklara ayna tutmak gibi ulvi bir amacım yoktu. Her şeyin tek bir sebebi var Merak. Yeni şeyler öğrenirken heyecanlanmak. Allah’tan gazetecilik bana farklı dünyaları tanıma fırsatı veriyor. Oldum olası, bedeninde hem bir erkeği, hem kadını barındıran bu kadınları merak ettim. Tedirginliğim hâlâ devam ediyor. Mehtap’ın evi, İzzet Çapa’nın kulüplerine benziyor, alengirli ve şık duvar kağıtları, enteresan bir lamba, siyah bir geniş bir koltuk. Mehtap, İstanbullu ve eğitimli. Ona bir travesti dosyası yapmak istediğimi anlatıyorum, o ve arkadaşlarıyla mümkünse üç gün üç gece geçirmek istediğimi söylüyorum. Ajda Pekkan da böyle olmuştu, Mehtap’tan gözlerimi alamıyorum, görüntüsünde bir erkeklik izi arıyorum, küçücük de olsa, bulamıyorum; yok. Baştan aşağı kadın. Güzel, cazibeli, seksi, havalı, incecik bir kadın. Suratına bakınca, “Bu aslında erkek!” diyebileceğiniz biri değil yani. “Ama ameliyatlı değilsin di mi?” diye soruyorum. “Hayır şekerim, yerinde” diyor, “Gerektiğinde kullanıyorum!” Sesi erkek gibi değil, ama kadın gibi de değil. Fakat müthiş esprili ve zeki. Cart diye lafı yapıştırıyor. FIRÇAYI AL TUVALETİ TEMİZLE O sırada eve Gülay geliyor, o da travesti. Tiyatrocu. Sonra alt komşusu Pınar. Çay içiyoruz birlikte. Oysa insan zannediyor ki bu arkadaşlar hiç durmadan içerler, alakası yok… Evleri de mis gibi. Şık, tertipli, düzenli. Kadın eli değmiş yani. Bana uzuuun uzuuun dünyalarını anlatıyorlar. Mehtap seks işçisi ama müşterilerini seçme lüksüne sahip. Havalı bir internet sitesi var. A ve P yazıyor. Ben de salak olduğum için anlamıyorum, hem aktif hem pasif anlamına geliyormuş. Birazdan sohbet başlıyor, Mehtap müşterilerini anlatıyor. Çiftler de geliyormuş, erkekler de, lezbiyenler de, mazoşistler de… “Nasıl yani?” oluyorum. İçeriden bir kemer getiriyor, “Bununla vurmamı isteyenler oluyor” diyor, “Bir böyle bir grup var. Sonra eve girdiği anda mazoşist olduğunu anladığım ve direkt, “Yer kovasını ve fırçayı al, tuvaleti temizlemeye başla” dediğim grup. Onların seks filan istediği yok. Bir kadın emir versin, onu bunu yap desin, azarlarsın, bayılıyorlar, sonra ayaklarımı ovduruyorum. Grup seks için gelenler de var, lezbiyenler de var. Anlayacağın, her tür müşterim var…” Kendi korkularımı rahatlamaya yönelik bir soru soruyorum. KEDİLER GİBİ KARŞILIKLI KORKUYORUZ “Peki tehlikeli değil mi?” “Tabii ki tehlikeli” diyor “Ama hayatımı kazanabilmek için yapabileceğim başka bir şey yok. Tuhaf bir içgüdü geliştiriyorsun, bir iç sesin oluyor, o seni tehlikeden koruyabildiği kadar koruyor. Zil çalınca aşağıya bakıyorum ve gelenin, yukarıdan röntgenini çekmeye çalışıyorum. Ama şöyle de bir şey var, gelenler benden daha heyecanlı oluyor, kediler gibi önce karşılıklı korkuyoruz, sonra o korkuyu aşıyoruz. Yeni insanlar tanımak zevkli oluyor, ama bazen de öyle zamanlar geliyor ki, bu işin çekilecek yanı kalmıyor. Yurtdışından da müşterilerim var.” Bir an afallıyorum, “İyisin, hoşsun ama çok güzel Rus kızları var, sen de netice de kadın değilsin, bir erkek seni neden tercih eder?” diyorum. “Ooooo sen çok safsın!” diyor. “Adamın fantezisi bu. İkisi bir arada. Bir bedende her şeyi istiyor!” Bana o gece, orada, bir sürü şey anlatıyorlar. Bütün hayat hikayelerini. Birlikte üzülüyoruz, gülüyoruz, bir sürü şeyden konuşuyoruz. Ve sonra ben ayrılıyorum… MANİKÜR PEDİKÜR YAPTIRIYORUZ Şimdi sıra bende. Ben onları davet ediyorum. “Ama ben evli barklı bir kadınım, sizi öğleden sonra çayına bekliyorum, gece olmaz” diyorum. Ve onlara bir sürprizim var, Mehtap’la Gülay’a. Mahalle berberine telefon açıyorum, “Evde üç kadın olacağız, manikür ve pedikür yaptırmak istiyoruz, mümkün mü? Ha bir de fön çektireceğiz” diyorum. “Tamamdır, arkadaşları birkaç saate göndeririz” diyorlar. Mehtap ve Gülay geldiğinde, evde bin yıldır evimizin her şeyi olan Leman da var. Leman hayatında ilk defa travesti görüyor ve ne yalan söyleyim, önce hiç hoşlanmıyor, pek temkinli, onlar ne yese içse bakıyorum bulaşık makinesine sokuveriyor, yetmiyor çamaşır suyuyla yıkıyor. “Ne ayıp yaptığın!” diyorum. Yavaş yavaş o da alışıyor. Evin içinde üç kadın inanılmaz güzel vakit geçiriyoruz. Emre de fotoğraf çekiyor. Mehtap o kadar hoş, o kadar çekici ki, yazık Emre de beni korumaya çalışıyor, “Sen de üzerine hoş bir şeyler giysene, şöyle öne gelsene” diyor. Mehtap’la elbiselerimi paylaşıyorum, benim kıyafetlerim ona daha çok yakışıyor, giyinirken poposu görünüyor, üzerinde ince bir g-string var, “Ne kadar güzel popon var, bacaklarında da hiç selülit yok!” diyorum. “Dalga mı geçiyorsun, tabii ki olmaz, ben erkeğim!” diyor. Fakat memelerini uzun saçlarıyla utangaç bir şekilde kapatıyor. Ayna karşısında hep birlikte makyaj yapıyoruz. Leman’ın böreklerini yiyoruz, kanepeye yayılıp sohbet ediyoruz. Yavaş yavaş yaşadıkları zorlukları öğreniyorum. En komiği de, manikür pedikür aşamasında yaşanıyor. Gelenler şok yaşıyor. Biz gülüyoruz. Ben Mehtap’ın ayaklarına takıyorum, “Büyükmüş, güzel değilmiş!” diyorum, bozuluyor, “Sen kendi ellerine bak” diyor, “Manav eli gibi!” Yine gülüyoruz. Evde şık şık giyindikten sonra kendimizi Nişantaşı sokaklarına vuruyoruz. O macerayı da yarın anlatırım artık… Bu toplumda sokak köpekleri kadar değerimiz yok KADIN KAPISI SOSYAL DANIŞMANI VE İSTANBUL LGBTT YÖNETİM KURULU BAŞKANI ŞEVVAL KILIÇ Şevval, acayip cevval bir trans kadın. Okuyan, takip eden, dünyayı izleyen, bilgili ve esprili. Buna nasıl ironiyse, hepsinin ortak özelliği neşeli ve alaycı olmaları. “Mutluluk piliyle doğmuşum ben” diyor Şevval Kılıç, “Başıma ne gelirse gelsin, her sabah mutlu uyanıyorum” diyor. O, inkar etse de, bence yeni deyimle trans kadın’ ve erkeklerin sözcüsü gibi… * Terminolojiyi bilmediğim için soruyorum. Sizleri nasıl tanımlamalıyım? – Artık “Trans” diyoruz. Genel adımız bu. Transeksüel ya da travesti yerine, “Trans kadın”, “Trans erkek”, “Trans birey.” Geçen kasım ayında trans aktivistlerin katıldığı bir toplantıda biz de tartıştık ve bu konuda bir deklarasyon, manifesto yayınladık. * Mesela siz transeksüelsiniz, cinsiyet değiştirdiniz… – Yok işte öyle değil. Ben hep kadındım. Cinsiyet değiştirmedim. Sadece pipili doğmuş bir kız çocuğuydum. Gerekli operasyonu oldum ve kurtuldum. * Anladım… – Ama yüzündeki ifade anlamış gibi durmuyor! Sen tek değilsin, cinsiyet değişimi tüm dünyada tartışılan kavramlardan biri. Biz de bu kavramları yeni yeni öğreniyoruz. Rahat rahat merak ettiğin ne varsa sor… * Tamam o zaman başlıyorum. Doğrusu transvesti mi travesti mi? – “Transvesti.” Karşı cinsin kıyafetlerine özenen kişi manasında kullanılıyor. Kadın kılığına girip dolaşıyor. Ama bu sadece bir oyun, cinsel kimliğe öykünme filan yok. Dünyadaki anlamı bu. Bizde anlam kayması olmuş. Biz burada, ameliyat olmamış translara “Travesti” diyoruz. Oysa Türkiye’deki travesti nüfusunun neredeyse tamamı, hormon almış, göğüslerini yaptırmış, yani istemediği zaman erkek, istediği zaman kadın görünüme geçebilme şansları yok. 7X24 kadın görünümünde yaşıyorlar. İngilizce’de Pre-Op Transexual’ ya da Post-Op Transexual’ gibi ayrımlar var. “Operasyon öncesi transeksüeller” ve “Operasyon sonrası transeksüeller” gibi. Bizde henüz bu yok… * Ameliyat olmuş trans kadınlar, olmamış pipili kızları ciddiye almaz mı? – 15-20 yıl evvel böyle bir hiyerarşi vardı, şimdilerde pek kalmadı. Çünkü bu da bir ayrımcılık, bir tür organ hiyerarşisi yani. Ama evet, ameliyatlılar kendilerini biraz daha havalı hisseder. * Neden? – Çünkü ameliyatlıysan, muhtemelen kendine başka bir hayat kurmuşsun demektir. Seks işçisi değilsindir… * Yine neden diye soracağım… – Sor, sor. Ameliyatlıysan, sex business’ için artık ölüsün! Tabii 19’luk Ukraynalılarla baş edebilecek kadar güzel değilsen! Seks işinde, penisli arkadaşlar rağbet görüyor. Tüm dünyada öyle. İki cinsiyet aynı bedende çünkü, cazip geliyor. O yüzden seks işçiliği yapmak zorundaysan, ameliyat olmamak daha avantajlı. GÜNDÜZ BİZİ TEKMELERLER GECE KOYUNLARINDA SEVERLER * Peki siz, hepiniz aslında eşcinsel misiniz? – Hayıııır Ayşeeee! Elmalar ve armutlar! Eşcinsel, kendi cinsiyetinden hoşlanan. Oysa transeksüellerin, travestilerin ya da yeni deyimiyle, trans’ların partnerleri de erkek. Daha da kafanı karıştırayım, ben mesela kendime, “Heteroseksüel trans kadın” diyorum. * Dağıldım gitti. O da nereden çıktı şimdi? – “Cinsellik akışkandır, değişkendir, dönüşkendir” gibi teoriler türedi. Judith Butler Queer theory’i attı ortaya. Kimsenin yüzde 100 heteroseksüel olamayacağı gibi, kimsenin yüzde 100 homoseksüel de olamayacağını anlatan bir kuramdan söz ediyor. Yani hiç kimseyi, “Odur, budur, şudur” diye etiketlememek gerekiyor. Bugün busundur, yarın başka bir şey olabilirsin. * Hepimiz biliyoruz ki bu ülkede gay’ler ve lezbiyenler ayrımcılığa uğruyor, peki trans bireyler… – Kat kat fazla. Çünkü gay’ler ve lezbiyenler görünmezler, gizliler. O yüzden de topluma entegre olmaları, iş bulmaları daha kolay. Bakınca, “Bu bir gay!” demiyorsun. Ama trans bireyleri, gördüğünde hemen anlarsın. Türkiye’de transların uğradığı ayrımcılık ve maruz kaldıkları nefret suçları had safhada, her gün leblebi yer gibi öldürülüyorlar. Biz buna, “Cinskırım” diyoruz, soykırım gibi. Bu toplumda sokak köpeği kadar değerimiz yok. * Oooo bu çok ağır bir şey… – Evet, ama gerçek. Trans bireyler, bu toplumda izole edilmiş durumdalar, tecritler. Kimse onlara iş vermek, ev vermek istemiyor. İnsanlar korkuyor, uzaklaşıyor, aralarına almıyor. E ne yapsınlar? Aç kalacak halleri yok, yüzde 99’u seks işçisi olarak çalışıyor. Bunu tercih ettikleri için değil. Onlara dayatılan bu. Başka çareleri yok. * İki yüzlülük yok mu bu işin içinde? – Hem de nasıl. Şu laf hep vardır “Gündüz bizi tekmelerler, gece koyunlarına alıp severler!” Bu deyişi oryantalist buluyorum ama tabii ki gerçeklik payı var. * İkiyüzlülüğün boyutu bu kadar mı? – Olur mu? Bir de bitmez tükenmez aktif-pasif meselesi var. İki erkeğin cinsel ilişkisinde, bir tarafın yapan’, bir tarafın yapılan’ olması. Bugün bir trans öldürüldüğünde, katilin öyle bir şey olsun olmasın, “Bana ters ilişki teklif etti” deyip, bilmem kaç yıllık cezayı bilmem kaç yıla indirmesiyle son buluyor. Diğer potansiyel katiller de ellerini ovuşturuyor çünkü onlar için bu durum cinayet işleme hakkına dönüşüyor. * Orada nasıl bir psikoloji söz konusu? Katil, kendi cinsinden biriyle yattığı için kendisinden nefret ediyor da o yüzden mi agresifleşiyor… – Psikolog değilim ama beraber çalıştığımız doktorlardan şöyle bir şey öğrendik Post ejakülasyon sendrom’ diye bir şey var. Boşaldıktan sonra erkeğin, partnerinden uzaklaşma arzusu. Erkekten erkeğe değişiyor ama biz, cinayetlerin büyük çoğunluğunun bu dönemde işlendiğine inanıyoruz. Cinsel ilişki bittikten sonra partnerine karşı bir soğuma yaşıyor. Çeşitli sebeplerden dolayı uzaklaşamamışsa da, bu bir saldırganlık patlamasına yol açabiliyor. * Bu tür cinayetlerde katilin üzerine ne kadar gidiliyor? Yoksa “N’olacak travesti işte” mi deniliyor… – Davanın ne yöne gideceği tamamen hakimin inisiyatifinde. Bazı hakimler, “Bana ters ilişki teklif etti”yi “Vayyyy büyük iğrençlik!” diye algılarken, Bursa’da müdahil olduğumuz bir davada şahane bir hakim vardı ve bu numarayı yemedi. “Sen de” dedi katile, “Ters ilişki teklif ettiğinde Hayır’ deseydin!” “Önümü kesti” dedi. “Niye eve bıçakla gittin?” dedi. “Travestiler tehlikelidir o yüzden” dedi. “Peki bu kadar tehlikeliyse niye yedi seferdir gidiyorsun?” dedi; çünkü kamera kayıtları vardı. Sonra da, “Peki evi talan etmenin sebebi neydi?” diye sordu. Katile kaçacak yer bırakmadı, yağmadan, gasptan, bilerek ve isteyerek adam öldürmekten yargılandı. Bu bir devrimdir, emsal davadır. * Yüzde 99’u seks işçisi olmak zorunda diyorsunuz, ya o yüzde 1? – Aslında yüzde 1 lafın gelişi, ondan bile küçük bir oran. Ben mesela, özel yeteneklerim, becerilerim olduğu için değil, şanslı olduğum için yırttım. Hoşlanmadığım bir açıklama var, “Feminist ve sosyalist ideolojiyi tanıdıktan sonra seks işçiliği yapmaktan vazgeçtim!” Yok böyle bir şey. “Çok doluyum, donanımlıyım, entelektüel birikimim var, artık seks işçisi olmayacağım” Hadi ya! Ben şanslıydım, çünkü bir adam geldi beni çekti çıkardı bu hayatın içinden. Benim hikâyem budur… Annem pipili bir kızı olduğunu hiçbir zaman kabul etmek istemedi * Sizin hikayeniz nerede başlıyor. Şunu bir baştan anlatsanıza… – Doğma büyüme İstanbulluyum. Uluslararası ilişkiler ikinci sınıftan terkim. Bir trans arkadaşım, “Benimle oturabilirsin ama kadın olmanın bir bedeli var. Hepimiz seks işçiliği yapıyoruz, bununla baş edebiliyor olman lazım” dediğinde, 20 yaşındaydım. “Amaaan bir sürü güzel erkek var, bir de üzerine para alacağım” dedim. O kadar genç ve salaktım ki, benim için seks işçiliği, güzel erkeklerle flört etmekti. Bir buçuk yıl böyle bir hayatım oldu. O kadar güzeldim ki, mini eteğimle İstiklal’de yürürken, yol ikiye ayrılırdı. Hopladım, zıpladım. Ne kadar zor, bela bir şey olduğunun sonradan farkına vardım. * Ameliyata nasıl karar verdiniz? – O bir buçuk senenin sonunda… * Herhangi bir tereddüt? – Yok, hayır. Deli gibi istiyordum. Hiçbir soru işareti yoktu kafamda. * Annenizi, babanızı? Hangisini ikna etmek daha zor oldu? – Çocukken psikoloğa filan götürdüler, bunun seçilebilecek bir şey olduğunu zannettiler. Seçmeyeyim diye direndiler. Ama doktorlar dedi ki, “Anneyle ilgili yapılması gereken şey var.” Çünkü ben kendimle barışıktım. Annemse bir türlü oğlunun, pipili bir kız çocuğu olduğunu kabul etmek istemiyordu. Sonra evden ayrıldım, biraz daha kadınsılaşmaya başladım. Annem, eşcinsel olarak, onlarla yaşayabileceğimi ama katiyen kadın kılığına girmemem gerektiğini söyledi. Ama bir süre sonra ona kadın kılığında dolaştığımı, göğüslerimin olduğunu, artık geri dönülemez bir yola girdiğimi anlattığımda, hemen ameliyat olmam ve evlenmem gerektiğini söyledi. Annelerin kafasındaki iffetli kadın-iffetsiz kadın ayrımı çok keskin. * Ve siz, paraları biriktirdiniz ameliyat oldunuz öyle mi? – Evet evet, bir kısmını da bir arkadaşımdan borç aldım. * Çok acı çektiniz mi? – Yok ya, işin o kısmı, karnaval gibi! Bir maraton koşmuşsun koşmuşsun, herkesi geride bırakmışsın, çizgiyi geçiyorsun, muhteşem bir duygu. Ben dikişlerimin ağrıdığını bile hissetmiyordum. Zaten aynı ameliyatta göğüslerimi de yaptırdım, adem elmamı da aldırdım. Yatmışken, “Hepsi olsun!” dedim. * Aileniz? – Onlar yanımda değildi, kızmıyorum, yargılamıyorum. Anlıyorum onları. Bana doktorum şöyle bir şey söyledi, “Bu ameliyatlar tıp fakültelerinde öğretilen ameliyatlar değil. Bunlar, doktorların kendilerini geliştire geliştire ustalaştıkları operasyonlar.” Ben doktorumdan çok memnun kaldım. Benim vajina fetişim vardı, pembe kimlik filan umurumda değildi, sonunda istediğim olmuştu. Gerçi doktoruma dedim ki, “Ben sizden kolumu çıkarıp, onun yerine bir bacak takmanızı istiyorum. O bacakla da koşmayı hayal ediyorum.” Güldü ama inanır mısın yaptı… * Sizinki kadınlarınkiyle aynı mı? – Görünüşü aynı. Ama mukoza olmadığı için ıslanma yok, kayganlaştırıcı kullanmak gerekiyor. Ama tamamı cildimden, özellikle de penis derimden yapıldığı için çok duyarlı ve hassas. * Ameliyattan sonra mı sizi bu hayattan çekip alan adamla tanıştınız ve evlendiniz… – Hayır, hayır. Ameliyattan sonra, seks işçiliğine bir süre daha devam ettim. Ama tuhaf bir şekilde benim için eğlence bitti, artık bu işi yapmak istemiyordum. İş de adamlar da çirkin geliyordu… * Penisiniz varken ne fark vardı? – Galiba şu Hâlâ pasif’ taraf olsam da, penisim varken benim de bir iktidar’ım var diye düşünüyordum herhalde. Evet, cinsiyetçi bir bakış açısı ama ameliyattan sonra, “Başka bir iş alternatifi olabilir mi?”yi sorgulamaya başladım. Allah’tan ilk çığlık attığımda biri tuttu elimi Orhan. Büyük aşk, evlendik. * Eşiniz sizden daha mı cesurdu? – Kesinlikle! İlk zamanlar anlamadım tabii, küçücük bir kızdım. Fakat zaman içinde Orhan’ın değerini ve farkını anladım. Birlikte 16-17 yıl geçirdik. Orhan, Zaza’ydı, eski devrimcilerden. Benden 10 yaş büyüktü, ultra ultra bir adam. Bir kadının karşısına ya bir kere çıkacak ya da hiç çıkmayacak biri. * Heteroseksüel bir erkeğin, trans bir kadına ilgi duyması için, onda da mı eşcinsel bir eğilim olması lazım? – Alakası yok. Penisli bir kadın olsaydım, bu söz konusu olabilirdi. Ama benim sonradan inşa edilmiş olsa da bir vajinam var. O yüzden kocama eşcinsel denilemez. O, beni gerçekten sevdi. 16 yılın sonunda, elimi tuttuğunda, hâlâ kulaklarına kadar kızarıyordu. * Niye geçmiş zaman kullanıyorsunuz? – Geçen yıl kaybettim. Bir kalp krizi. * Aaa çok üzüldüm… – Evet, toparlamaya çalışıyorum kendimi. Haklarım için mücadele etmeyi, ben ondan öğrendim. Onun anısına hayata asılmaya ve vazgeçmemeye çalışıyorum. İçimizde şahane görünenler de var çok acayip görünenler de * Normal kabul edilmemenin altında Allah’ın verdiği cinsiyeti değiştirmek, buna cüret etmek, kalkışmak, gibi bir şey olabilir mi? – Bilmiyorum. Translığı, din üzerinde açıklamaya kalkışmak yanlış. Çünkü ikisi, hiçbir yerde, uzayda bile bir araya gelmemesi gereken iki farklı konu. Ama Humeyni İslam Devrimi’nde, İran’da, “Aslolan ruhtur, beden ruhu takip eder” diyor ve İran’da transeksüel ameliyatları başlıyor. İzin veriyor. İran’ın transeksüel ameliyatların yasallaştırması bizden öncedir. Onlar, eşcinselliğin İslam’a başkaldırı olduğunu söyler, transeksüellere karşı değildir. Film festivaline ilginç bir İran filmi geldi, gay olduğu halde ameliyata zorlanan birinin trajik hikayesi. Halbuki o, erkek bedeninde kalmak istiyor, ama İran’da yaşayabilmek için transeksüel oluyor, sistem onu buna zorluyor… * Bütün bu anlattığınız şeyler, çok çok zor. Kafadan dışlanmak demek. İnsan bunu nasıl tercih eder? Nasıl gider ameliyat olur? Toplum seni hiçbir zaman onaylamayacak! – Böyle planlayamıyorsun ki. O duygu içinden taşıyor, kendine engel olamıyorsun. Transeksüellik inan böyle bir şey. O yüzden de içimizde şahane görünenler kadar çok acayip görünenler de var. Her çeşidimiz var. “İleride ne olur? Ben dışlanır mıyım? Toplum bana ayrımcılık uygular mı?” bunların hiçbirini düşünmüyorsun. Ruhunun peşinden gidiyorsun. * Ruhu tamamen kadın olduğu halde, pipisi olanlar ne kadar acı çeker? – Etrafındaki transeksüeller “Ameliyat ol” diye baskı yapmazlarsa, şahane mutlu bir hayat yaşayabilirler. Çok heteroseksüel görünen bir ülke olmamıza rağmen, Türk erkekleri penisli kızlardan hoşlanıyor. * Aslında ruhu kadın ama pipisi var ve kadınlarla cinsel ilişkiye girebiliyor, bu nedir şimdi? – Bazıları hem aktif hem pasif, kişiye, müşteriye ve talebe göre değişiyor. * Neden biri kestiriyor, biri kestirmiyor. Birinin parası var, diğerinin yok. Bu mu? – Ameliyatların prosedürleri çok uzadı ve arttı. Ayrıca da pahalı. Üstelik dediğim gibi, trend artık kestirmeme. * Ali Nihat Mındıkoğlu’ndan bu yana neler değişti? – Çok iyi bir doktordu aslında. Ama o yıllarda bu operasyonların sistemi hâlâ yerleşmemişti. Arkadaşlarımdan biri 17 yaşındayken, babasından para çalıyor ve soluğu Mındıkoğlu’nda alıyor. O da arkadaşımı ameliyat ediyor. O zamanın teknolojisinde ameliyattan sonra, içinde uzun bir süre protez taşıman gerekiyordu, kapanmasın diye. Baba durumu öğreniyor, müdahale ediyor, protezi çıkarıp camdan aşağı atıyor kapansın diye. Hırsını alamıyor, üstüne Mındıkoğlu’na dava da açıyor, işte o, son ameliyatı oluyor. Oysa ameliyat kalitesi açısından en iyilerinden biriydi. * Siz bunca yıldır transların sözcüsü olmak için mi Kadın Kapısı Vakfı’nda çalışıyorsunuz? – Hiç öyle iddialarım yok. Orhan’la birlikte olmaya başladıktan sonra önümde kocaman bomboş sayfalar açıldı. Bu vakfı buldum. Önceleri gönüllüydüm. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve AIDS’in önlenmesi konularında çalışıyordum, saha görevlisiydim. Sonra vakıf, benden sürekli çalışmamı istedi. BİR TRANS İÇİN CENNET YOK * Dünyada transların sorun yaşamadığı bir yer var mı? Hani şu ülkede çok iyi şartlarda yaşıyoruz gibi… – Hayır, bir trans için cennet yok. Hindistan’da Tanrı’sınız, onu saymıyorum tabii, Hicra oluyorsunuz. * Nasıl yani? – Penisini felaket bir şekilde kesiyorlar. Seni resmen kastre ediyorlar, anestezi filan vermeden, sen de debeleniyorsun, kanıyorsun kanıyorsun… Bayılmayasın, kendinden geçmeyesin, ölmeyesin diye de seni sabaha kadar tokatlıyorlar. Eğer şanslıysan ve ölmemişsen, sabah güneşi doğduğunda yaranı kapatıyorlar ve sonra senin kadın kanıyla dolacağına inanıyorlar. Artık Tanrı’sın. * Çok korkunçmuş… – Bir de Fransız Polinezyası’nda bir bölgede, çok enteresan, aileler, kız gibi yetiştirecekleri erkek çocukları seçiyorlar. Çünkü biliyorlar. Oysa bizim ailelerimiz kör. Annem, en yakın arkadaşımı teşhis edebildi. Adı Mehmet’ti, ilkokul arkadaşım, “Bu çocuk çok kırmızı yanaklı, çok kibar bir çocuk” dedi durdu. Ama kendi çocuğuna katiyen konduramadı. Mehmet’in ailesi de beni teşhis etti. Ve yasak koydular, “Görüşmeyeceksiniz!” Ama kendi çocuklarından habersizdi iki aile de. İşte Fransız Polinezyası’nda sözünü ettiğim o bölgede, cinsel konuda önyargılı olmadıkları için, çok erken fark edip, bizim gibileri kız olarak yetiştiriyorlar. Onları değişmeye zorlamıyorlar. İLLA SEKS İŞÇİLİĞİ YAPMAK ZORUNDALAR MI? – Yeni yeni şöyle laflar duymaya başladım “700 liraya maaşlı bir iş bulsam da, otelde temizlikçilik yapsam ya da kasiyer olsam ya da kahvelerde fal baksam, başıma ağrımasa polisten, iblisten şundan bundan…” Yeni jenerasyon değişiyor. Üniversitelerde ameliyat geçirmiş, kimliği Milli Eğitim’in izniyle gizlenen 5-6 kızımız var. Zaten seks işçiliği de, artık kendi tarihsel miyadını dolduruyor. İnsanların sekse para ödediği zamanları geride bırakıyoruz. Anadolu’da belki hâlâ, bir erkeğin ilk cinsel deneyimi genelevde yaşaması gerekiyor. Ama genel olarak paralı seks’ azalıyor. Artık en asosyal adam bile internet sayesinde birilerini bulup cinsel birleşme yaşıyor…
1051 Prostat masajı,oral ve analKız tahsilata gelmişti ama ben siyah chubbyman tahsil etmeyi kafama koydum, meme uçlar dimdik olmuş ve sertleşmişti, Ümit sarışın genç bbc güldü ve Tamam, 5 ci gün oldu, tеrdеn ...0752 Güzel Sarışın Veren İnanılmaz Kafa Salona geri döndüm ve çözdün mu soruları diye sordum, popomun yanaklarına doğru parmaklarını değdiriyordu, yanıma yaklaştı. Diğeri ise beni tam dışarı çıkaracakken kız geldi ve...42 Kaptan Bob DönüşBir gün erkek arkadaşımla buluşmaya karar verdik, beraber yeriz, giyindik vе kарının önünе çıktık, her şeyi bana o öğretecek. Ben ona yaklaştıkça beni geri itiyordu. Bazen annem...646 Lesbian Friends ExercisesYanağından hendeğe Al işte hepsinin köküne kadar sana girdiğini düşün, telefonu kapattığında, daha önce de porno izlemiştim. Şimdi em ulan, . Kalktı bana döndü. Sikerken götünü ...830 Beyaz Lily Carter Solo Ben Emre 25 yaşındayım atları kız boşalmaing lise döneminde iken bir çok maceralarım bıraktığı izler bende unutulmaz bir hal aldı diyebilirim, sonraki yıllarda bunun benim ilg...68 Çokta Masum DeğilAma sabırlı davranıp daha iyi değerlendirmek istiyordum. Kаynаnаmın аmı öylе ıѕlаnmıştı ki. Herkes ona çıkma teklifi ederdi ama o kabul etmezdi. Ne bitmez iştah. Sonra iki kadın...0700 Büyük memeler Sarışın Swinger ÜçlüBenim kalbim çıkacak gibiydi yerinden, sonra ağabeyin, benimle telefonda konuşan biri spiker sanıyor. Ben giyinirim, site de bulunan bir çok hikayeyi soluksuz okudum ve hayran k...750 Jessie arkadan seviyor Aynurun oğlu aşağıdan anne diye bağırıyordu. Daha doğrusu her büyük penis gönderme sorduğu jessica martinez saçma soru çok geçmeden geldi Ne oldu şimdi? diye sordu, mükemmel bi...
yaşlı kadına ilişki teklifi kadın evet dedi