🪼 Yort Savul Yunus Emre Açıklaması

ZQ1HgI. Survivor 2020'de Yunus Emre ve Berkan oyun esnasında tartıştı. Araya giren Acun Ilıcalı, uyarılarına kulak asmayarak gülen Yunus Emre'yi oyundan diskalifiye etti. TV8 ekranlarının sevilen yarışma programı Survivor 2020’nin bugün ekrana gelecek olan 94. bölüm fragmanı yayınlandı. Gergin geçen oyun sırasında Yunus Emre ile Berkan arasında tartışma yaşanıyor. Tartışmanın büyümemesi için araya giren Acun Ilıcalı, tavırlarından rahatsız olduğu Yunus Emre’yi oyun alanından dışarı çıkarttı. Agresif tavırları ve kullandığı kelimeler yüzünden izleyiciler tarafından da sevilmeyen bir an önce elenmesi istenen bir oyuncu olan Yunus Emre böylelikle Acun’u da kızdırmış PİŞKİN GÜLMESİ ACUN’U SİNİRLENDİRDİAgresif tavırlarından dolayı birçok kez Ilıcalı tarafından uyarılan Yunus Emre, Berkan’la tartışırken “Senin gibi efendileri ben iki parmağımla cebimden çıkarıyorum” dedi.. Bu sözlerden sonra sinirlerine hakim olamayan Acun Ilıcalı, “Yunus Emre dikkatlice beni dinle. Sen kötü kelimeler kullanıyorsun. Kötü kelime kullanamazsın. Bunu anlamıyor musun sen?” diyerek yarışmacıyı uyardı. Ancak Yunus Emre’nin bu uyarı karşısında gülmesi Acun’u kızdırıyor. Ilıcalı, “Hiç anlamış gibi değilsin. Anlattığımızdan da bir şey anlamıyorsun” diyerek Yunus Emre’yi oyundan ihraç ediyor. İlginizi Çekebilir Survivor Yunus Emre kimdir? Yunus Emre Özden kaç yaşında, mesleği nedir? Roma'daki YEE tarafından İtalyancaya çevrilen “Yunus Emre Divan ve Risaletü’n Nushiyye” kitabının tanıtımı yapıldı Kitabın çevirmeni Türkolog Bertuccelli 'Bu kitabı çevirirken Yunus'un dilini öğrendim. Yunus Emre'nin evrensel insan sevgisi mesajını çok sevdim. Yunus'un beyitleri insana huzur veriyor' Ekleme - 0018 Güncelleme - 0018 / Editör Ozge Selin / Kaynak AA İtalya’nın başkenti Roma’daki Yunus Emre Enstitüsünde YEE, Abdülbaki Gölpınarlı’nın İtalyanca’ya çevrilen “Yunus Emre Divan ve Risaletü’n Nushiyye" Nasihatlar Kitabı eserinin tanıtımı ilk defa yayımlanan eser, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi" TEDA kapsamında, İtalyan Türkolog Fulvio Bertuccelli tarafından İtalyanca'ya tanıtımı için düzenlenen programa, akademisyenler, Türk kültürüne ilgi duyan İtalyanlar, YEE'de Türkçe eğitimi alan öğrenciler ve çok sayıda kitapsever Emre Enstitüsü Roma Türk Kültür Merkezi Müdürü Sevim Aktaş, eserin Türk ve İtalyan edebiyatı için önemine değinerek, "İtalya'da Yunus Emre hakkında ilk defa bu kadar geniş kapsamlı bir eser yayımlandı. Bu kitabı, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın TEDA projesinin desteğiyle İtalyan akademik kitleye tanıtmaktan memnuniyet ve gurur duyuyoruz." çevirmeni İtalyan Türkolog Bertuccelli de, Yunus Emre’nin hayatı, tasavvuf yolunda katettiği manevi kazanımlar, şiirlerinin derin anlamları ve vermek istediği mesajları kitaptan örnekler vererek Oryental Üniversitesi Türkiye, Orta Asya ve İran Tarihi Öğretim Üyesi ve Asya Araştırmaları Bölüm Başkanı Prof. Michele Bernardini ise yaşamının son yıllarında şahsen de tanıdığı Gölpınarlı’nın edebi kişiliği ve bilimsel çalışmalarından bahsetti. Bernardini, "Yunus Emre'nin yaşadığı Selçuklu döneminde savaş ve sıkıntılar olmasına rağmen, manevi anlamda bu kadar zengin ve mutasavvıf düşüncesine bu kadar bağlı bir halk şairini görmek istisnai bir durumdur." ifadelerini yayınevinin yöneticisi Sandro Teti de son dönemde özellikle Türk dünyası ve Orta Asya ülkeleriyle ilgili çalışmalara ağırlık verdiklerini belirterek, Türkiye’nin ünlü bir şairinin kitabını yayımlamaktan duydukları memnuniyeti dile "Yunus Emre'nin beyitleri insana huzur veriyor"Kitaba ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Bertuccelli, Yunus Emre'nin şiirlerinin "evrensel" olduğunu Emre'nin insan sevgisi ve özellikle "Yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü" felsefesinin altını çizen Bertuccelli, "Bu kitabı çevirirken Yunus'un dilini öğrendim. O kadar derin anlamlar içeriyor ki. Yunus Emre'nin evrensel insan sevgisi mesajını çok sevdim. Yunus Emre'nin beyitleri insana huzur veriyor." diye yaklaşık 260 şiir bulunduğunu bildiren Bertuccelli, edebiyatseverlerin Yunus Emre'nin şiirlerini okurken tasavvufu da anlayabileceklerini Yunus Emre hakkında yayımlanan en geniş kapsamlı eser olma özelliğini taşıyan “Yunus Emre Divan ve Risaletü’n Nushiyye”, Türk edebiyatının İtalya’da tanıtılması bakımından büyük önem arz tasavvuf felsefesi ve Türk halk kültürünün en önemli temsilcilerinden Yunus Emre’nin şiirleri sade bir dille okuyucuyla buluşturuluyor. Gaye Su Akyol’un "İsyan Manifestosu", "Bittim Ama Tamamlanmadım" ve "Şerefe" isimli yeni şarkılarından oluşan EP’si "Yort Savul İsyan Manifestosu" 30 Ekim itibariyle tüm dijital platformlarda dinleyicileriyle buluştu. Daha önceki albümlerde co-prodüktör olarak çalışan Akyol, bu albümün tüm prodüksiyonunu saykedeliası, asit rock’ı ve progresif müziğini hatırlatan altyapının; Anadolu müziği, Türk müziği gamları ve vokal tekniğiyle buluştuğu, zaman zaman bağlamayla, bazen sörf gitar tonlarıyla, trompet tonuyla ve fütüristik beat’lerle harmanlandığı, darbuka, geleneksel Anadolu perküsyonlarıyla işlendiği EP, ismini Yunus Emre’nin dizelerinden ve şair Ece Ayhan’ın 1977’de yayımlanan "Yort Savul" adlı şiiri ve aynı adı taşıyan kitabından hareketle aldı. Ece Ayhan'la kitaplarında tanışmam, 1977'ye dayanıyor. Libya'da köprüler yaparken geldiğim kısa seyahatlerden birinde, o sıralar yeni kurulmuş olan olan Ajans Ada'ya uğramıştım. Herhalde kuruluş nedeniyle, Ece Ayhan'ın bir kitabından 1000 adet yayınlayıp numaralamışlar Yort Savul. "Yort Savul" sözü, Yunus Emre'nin bir şiirinden alınma padişahı kim bileydi kul itmese yort savulBeklendiği gibi kitap, "Yort Savul" adlı şiirle açılıyor numaralar Ece Ayhan'ın YORT SAVUL Atlasları getirin! Tarih atlaslarını! En geniş zamanlı bir şiir yazacağız Harisi karşılık verecek ama herkes Göğünde kuş uçurtmayan şu üç soruya Bir, Yeryüzüne nasıl dağılmıştır Tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocuklar? İki, Daha yavuz bir belge var mıdır ha Gerçeği ararken parçalanmayı göze almış yüzlerden? Üç, Boğaziçi bir İstanbul ırmağıdır Nice akar huruç alessultanlarda bayraksız davulsuz? Nerede kalmıştık? Tarihe ağarken üç ağır yıldız Sürünerek geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk Çocuklar! ile bile muhbirler! ve bütün ahali! Hep birlikte, üç kez, bağırarak, yazınız Kurşunkalemle de olabilir Yort Savul!Ekşi Sözlük'te "üç ağır yıldız" sözü üzerine bir yorum, bu yıldızların adlarının, Deniz, Hüseyin ve Yusuf olduğu üzerine. Ayaklanma kavramına aşık Ece Ayhan için beklenir! Ece Ayhan, beni hep çocuklara bakış açısıyla, onları anlatışıyla sarsmıştır. "Orta İkiden Ayrılan Çocuklar için Şiirler" başlıklı şiirini ilk okuduğumda, bunların toplumumuzun içinde ne kadar büyük bir dilim olduğunu merak ettim. "Orta ikiden terk" lafını yaşamım boyunca o kadar sıklıkla duydum ki, toplumun yarısını bile oluşturuyor olabilir bu "çocuklar". Sivil ölümden konuşuyoruz dağılan neftîlikler arkadaşlar Makedonyalı kalın usta marangozlar. Kapaklanır bir adam daha kaçıncı, aktığımızı görünce ters çevrilmiş kente karşı işte onun denizlerine delikanlı kotaklarımızı çıkarmış ve ırmaktır. Erkek ölümden konuşuyoruz yeni ormanlardan dahi "dikeni seven gülüne katlanır bir kadın" dan. Haramiler ki kırkın üstünde artık sayıları bir küçük tabut tabakada gezdirirler ölüleri fakfon burunlarına çekmek üzre, ince çağrışımlıdır. Ey orta ikiden ölerek ayrılan çocuklar! aslında başlıyan askerler tabiatta hâlâ tramvaydan Sirkeci'de mi inerler? süsüne kaçılmamış bir cenaze törenine gitmek Ayhan, "çocuklar" ve "ayaklanma" sözcüklerini sıklıkla bir arada kullanır. "Meçhul Öğrenci Anıtı" çarpıcıdır Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu - Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı - Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!Ece Ayhan'ın kullandığı dil, halk çocuklarının dilidir. Zaten Morötesi Requiem kitabının alt başlığı da "Ağzıbozuk bir Minyatür". Şu şiir, atından inmeden Orta Asya bozkırlarında at koşturan, acıktığında atının ensesine bıçakla çizik atıp kanını emerek yola devam eden akıncıların ruhunu çağrıştırıyor. Artık Atından İnmeden Sevişmeye Alışmalısın İşte bir Bok Ana ki kızlarını sünnet etmiş. Bir ölünün * kulağını dinlemesinler sıkı ağız. Bir karının oğlunu diriltmesinler dul. Bir talikayla getirirler Niyazi adında bir geyiğin çektiği. Buz tutmuş bir delikanlıdır iyi gözlü dilsiz. Makedonya'da * düşünülmiyen. Hırçın bir belleği sergileyebilir bir gizli kapak *. Bin lacivert güvercinle. Kasabalar kapanmıştır ve bir postnişinden korkulur. * Amber içinde saklı bir ölünün atlarla geçen kimselersin oğlanhğı. * Makedonya ay bir köpekle çıkmış uluyordu. * Kentlilerin mutluluğu öldürülür Requiem'in iç kapak yazısı, Ece Ayhan'ın yaşam öyküsünü ve yaptığı etkileri şöyle özetliyor Şiirimizin en önemli "modern ustalanndan biri" olarak adlandırılan Ece Ayhan, 1931'de Datça'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. İlk şiiri 1954'te "Türk Dili"nde yayımlandı. Bu dönemde, sonradan ilk kitabı Kınar Hanımın Denizleri'ne 1959 aldığı, kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle örülü şiirleriyle hem Türk şiirinde hem de İkinci Yeni'nin içinde kendine farklı bir kanal açtı. 1965'te yayımladığı Bakışsız Bir Kedi Kara ve 1968'de yayımlanan Ortodoksluklar'la, neredeyse bütünüyle "özel bir dil" halini alan bu şiir, Ayhan'ın, 1973'te yayımladığı ve daha geniş bir okur kitlesince alımlanan Devlet ve Tabiat'ıyla birlikte bu kez de "Sokağın diliyle" okurunu ve izleyicilerini oluşturdu. 1977'de yayımlanan ve kitapla aynı adı taşıyan ünlü şiirini ve ilk dört kitabını içeren Yort Savul ise Ece Ayhan şiirinin kendisinden sonraki kuşaklar üzerindeki gücünün belki de topluca belgelenişi idi. 1981'de Zambaklı Padişah, 1982'de de "tarihin düzünden okunduğu" Çok Eski Adıyladır'ı yayımlayan Ece Ayhan'ın şiiri üzerinde Enis Batur, Tahta Troya'da 1981 bir kitap boyutunda konaklamış; Ender Erenel Ece Ayhan Sözlüğü'nü, Kemal Yangın - Orhan Alkaya ikilisi ise Çok Eski Adıyladır Sözlüğü'nü yayımlamışlardı. Ayhan'ın '82 sonrası şiirlerinin bir bölümünü, kimi yazı ve konuşmalarıyla birlikte içeren Çanakkaleli Melâhat... 1991'de "düzşiirler" alt başlığıyla doğduğu Datça'da Can Yücel'in yatıyor olması ilginç. Ama şöyle de bir tanım var Ekşi Sözlük'te "Nazım Hikmet'in hayatının son dönemlerinde, Moskova'da sürgünde yazdığı şiirlerini 'kartposal şiiri' diye nitelendirdiğinden, Can Yücel'in hakaretlerine maruz kalan şair". Her ikisinin görüşünün de kızgınlıkla, ya da alkol etkisiyle oluştuğundan kuşku duymuyorum. Her ikisinin de sanat ve siyaset dünyalarındaki hasımlarının sayısı, rahatlıkla bir kasabayı doldurur. Ece Ayhan'ın düz yazıları da şiiri öksüz bırakmaz. Beni en fazla etkileyeni, "Bakışsız Bir Kedi Kara". Gelir bir dalgın cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lâmbayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklar bir dilde bilmediğim. Göğ­sünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki. Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullar­dan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatlan sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş Ayhan, doğu ve batı kültürlerini tanır ve bunları, şiirinde karşı karşıya getirmeyi sever. Benim hiç çin'de bir ablam olmamış korkunç hû gecelerin ilerlemiş saatlerinde tramvaya binen bir bach konsertosunun dudakları gibi çilek korkunç yazarken kullanmayı sevdiğim deyimlerden biri, Ece Ayhan'dan alınma "Abiler". Beni çocuk konumuna getirip, okurlara saygıyı ifade eder bu deyim. Şiirimiz karadır abiler Kendi kendine çalan bir davul zurna Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan Taşınır mal helalarında kara kamunun Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler Şiirimiz her işi yapar abiler Valde Atik'de Eski Şair Çıkmazı'nda oturur Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abilerEce Ayhan, ayaklanmalarıyla, kültürler arası yolculuklarıyla ve halkın ağzını beceriyle kullanmasıyla, gönüllere kapak atmış bir şair, bir yazar. Çok sayıda şairi ve yazarı da etkilemiş bir kültür insanı. VÇ/TK

yort savul yunus emre açıklaması